Yerel seçimler öncesi torbanın içinde atılan internet düzenlemesi jet hızıyla meclisden geçmiş, cumhurbaşkanımızın da tastiği ile yürürlüğe girmişti. “Birlik olun da, Engelleyin!” başlığı ile yazdığım yazıda yeni yasa sonrası BTK çağrısıyla ile İstanbul’da gerçekleşen ilk toplantıyı ve yeni yasanın detaylarını aktarmaya çalışmıştım.
Kimin Tüzüğü?
İnterneti parmaklarınızın ucuna getiren erişim sağlayıcıların üye olmak zorunda bırakıldığı bir “Birlik” kurulmasını emreden yeni yasal düzenlemenin ardından doğal olarak bu birliğin nasıl ve kimlerle kurulacağı, birliğin tüzüğünde neler yazacağı merak konusu oldu. Tüzük yazım süreçleri sektörel bir konu olduğu için ulusal basında şimdilik bu konu kendine yer bulamadı. Ama hararetli tartışmaların yaşandığı çalışmalar, internet kullanıcılarının bundan sonra yoğurdu nasıl yiyeceğini tarif edecek olması açısından da önemliydi.
Aslında kapatma kararlarını uygulaması için tasarlanan “Birlik”, aç-kapat anahtarı olmayı kabul mü edecekti? Yoksa “Birlik” olmanın altı doldurulabilecek miydi? Geçen süreçte karşımıza dişe dokunur iki farklı tüzük çıktı. Bunlardan biri yerel erişim sağlayıcıların gücünü bir araya getirmeyi başaran grup tarafından yazıldı. Diğeri ise kısıtlı sayıdaki işletmecinin üye olduğu bir dernek tarafından hazırlandı. BTK tarafından hazırlanan bir diğer tüzüğün en dikkat çeken kısmı ise şu şekilde oldu;
Yönetim kurulu yedi (7) üyeden oluşur. Kurum temsilcisi(BTK-TİB), Yönetim kurulunun tabii üyesidir. Yönetim kurulunun geriye kalan altı (6) üyesinden beşi (5’i), Birlik üyeleri arasından bir önceki yıl en fazla net satış tutarına sahip ilk on (10) Birlik üyesinin bulunduğu grup tarafından; biri (1’i) de bu tutardan az olan diğer Birlik üyelerinin olduğu grup tarafından belirlenir.
Ödediğin paraya, yaptığın ciroya göre bir yönetim önermesi açısından bu tüzük tam bir demokrasi dersi niteliğinde!
“Küçükleri Silelim. Yeni Bir Sayfa Açalım”
Ticareti yapılan ürünün ana toptancısının aynı zamanda perakende satış da yapıyor olması rekabetin oluşmasını engelliyor. Kablo alt yapısını kullandırmaktan yıllardır kaçan büyük erişim sağlayıcıyı biraz olsun hırpalamak için kurulan kablosuz erişim hizmetleri ise filtre sistemleri, yasaklama teknolojilerine yatırılacak paralar ile boğulmak üzere. Hem de “Toptandan Halka” satış stratejisini yenmek çokta mümkün değilken…
Tartışmalar sürerken Türkiye’nin ana internet omurgasını biz yönetelim diyen 2-3 şirket kendi hizmetlerinin al-satçıları ile birlikte filtreleme-yasaklama işlerinin kendileri tarafından daha kolay ve sızlanmadan yapılabileceğini dillendiriyor. Biz tek olalım, komple interneti biz verelim diyorlar ama tüzük tartışmaları alevlenince Ankara’da yapılan toplantıda kurum ağızdan şu cümleler dökülüveriyor:
“Siz büyükler bir türlü aranızda uzlaşamıyorsunuz bizi üç kuruşluk küçük firmalarla muhatap olmak zorunda bırakıyorsunuz!”
Türkiye’de şu anda kurum tarafından yetki belgesi verilmiş 300’ün üzerinde erişim sağlayıcı bulunduğunu unutmamak lazım. Bu işler üç beş şirket ile olabiliyorsa bu lisanslar neden dağıtılıyor?
İş ve Güç Birliği!
İşte bu sebeplerden dolayı olumsuz tabloyu biraz olsun değiştirebilmek, erişim sağlayıcılar olarak özgürlükçü ve tüm erişim sağlayıcılara eşit oy hakkı vermek adına bir tüzük hazırladık, imzaya açtık. Tarafımdan eklenmesi önerilen, destek gören yeni yasa ile uygulaması zorlaşan/kaldırılan internet içeriklerine yönelik “Uyar Kaldır” sistemini tekrar hayata geçirme olanağı sağlayabilecek bu tüzük; veri merkezi kapsamında hizmet verdiğimiz kişiler/işletmeler ve internet kullanıcıları ile olan ilişkilerimiz açısından da önemli.
Artık sıra tüzüğü imzalayıp, baştan hesaplanan sonu internet kullanıcıları ve tüm erişim sağlayıcılar lehinde değiştirmekte…
Ekler:
[unordered_list style=”tick”]
[/unordered_list]