Meta-Universe (Kurgusal Evren), Facebook’un Connect 2021 etkinliğinde şirket adını Meta olarak değiştirmesi ve kuracağı sanal evren için 10 Milyar Dolar harcayacağını duyurmasıyla dünya gündemine geldi. İnsanların sanal dünyaya bağlanması fikri ise daha eskilere dayanıyor. Julian Jaynes’ın, “İki Odalı Zihnin Analizinde Bilincin Kökeni” (1976), Neal Stephenson 1992 tarihli romanı “Snow Crash”, devamında The Matrix film serisi ve bilgisayar oyunu “Second Life” hep gelecekteki kurgusal evrene atıfta bulundular ve bu fikri geliştirdiler.
Çevrim içi oyunlarda hali hazırda avatarlarıyla gezen, avatarlarına kıyafet, aksesuar ve oyununa göre silah satın alan oyuncuları şaşırtamayan ilk versiyon Metaverse fikrinin, mevcut haliyle yolun çok başında olduğunu söyleyebilirim. Bilgisayar oyunlarıyla arası pek iyi olmayan yetişkinler için ise sanal dünyada avatarıyla gezme fikri halen hayret uyandırıyor. Bu deneyim farklılığı nedeniyle sanal dünyaya yeni giriş yapanlar için sanal ortamda “toksik” olarak tanımlanan kişiliklerin eğlemleri can sıkabiliyor. Siber zorbalığa uğramış kişiler kendilerini incinmiş, korkmuş, mutsuz, çaresiz, öfkeli ve utanmış hissediyor. Sanal dünyanın olumlu yorumlanabilecek yanı ise gerçek dünyadan farklı olarak canınızı sıkan kişiyi “ignore” edebilmeniz veya bloklayabilmeniz. Kullanıcıların arasına giren sanal katman herkesi olduğundan daha fazla cesaretli kılabiliyor ama tek tıklamayla da istenmeyen bireyler görünmez hale getirilebiliyorlar.
Sanal dünyaya giriş yapanların her tür can sıkıcı kişi ve olaya karşı kendilerini eğitmesi ve türlü sözlü, görsel zorlamaya karşı sinirlerini sağlamlaştırması gerekiyor. Sanal dünyayı gerçek hayatıyla bütünleştirip, gerçeklik algısını yitirenler için ise gerçek taraftan profesyonel psikolojik destek almasını gerekiyor.
Sanal oyununda kılıcını çaldıran veya “Çarı” soyulan (oyundaki tüm sanal varlıkları ve yetenekleri) kişilerin gerçek dünya hukukunda adalet arayışlarını hayretle takip ediyoruz. Bulundukları sanal dünyada haksızlığa çözüm bulamayınca mecburen gerçek dünyadan yardım istenmesi gerçek dünyada işleri daha çok karıştıracağı için sanala ait sorunların orada çözülmesi birinci öncelik olmak zorunda.
Gerçek hayatımızda kötülük peşinde olan bireylerin sanal ortamda da bu davranış şekline devam ediyor olmaları beklenen bir durum. Gerçek dünyada asayişi sağlayan kolluk kuvvetleri gibi sanal dünyada adminler, hatta hukuki tartışmayı çözüme kavuşturan yargı gibi sanalda da jürilere ihtiyaç duyuluyor. Gelecekte bağlanacağımız meta dünyalarda adalet sağlayan tarafsız jürilerin (Muhtemelen yapay zeka) sanal konuları sanal dünyada çözüme kavuşturması gerekiyor.
The Matrix filminde de izlediğimiz şekilde, sanal dünyaya 5 duyumuzla bağlandığımız günler geldiğinde blok zincir (Blockchain) teknolojileri daha fazla gelişmiş olacak. Varlıklarımızı NFT, paramızı ise kripto paralarla saklayabilirken, sanal dünyadaki tüm hareketlerimiz değiştirilemez big data olarak blok zincirde saklanabilecek. Tüm sanal yaşamın büyük data olarak kayıt altında tutulacağını öngördüğümde, gerçek dünyadan farklı olarak çözümsüz suç kavramının ortadan kalkacağını düşünüyorum.
Sanal dünya, gerçek dünya sorunlarından arındırıldığında, gerçek dünya yerine sanalının tercih edilmesi adına bir engel kalmayacak. Ama insanlar mükemmel dünyayı isteyecek mi? Bunu zaman gösterecek…