Toplumsal olarak “Birlik” olmak konusunda zorlandığımızdan olsa gerek, yeni internet yasası (5651) ile kurulması emredilen Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin Bilgi Teknolojileri Kurumu tarafından çekip çevirileceği ilan edildi. Özellikle birliğin kuruluş süresinin yasa ile tarihe bağlanması, birliğin kurulmaması durumunda yaşanabilecek olası cezai yaptırımları da gündeme getirdi.
BTK Müdürlüklerine davet edilerek durumun vahameti anlatılan işletmecilerden biri olarak ben de kurum tarafından yapılan çağrıya icabet ederek İstanbul Bölge Müdürlüğü’ndeki toplantıya katıldım…
Giriş:
Açılış konuşmasında BTK’nın birlik sürecini hızlandırmak için bu konuya müdahil olduğu ve aslında birliğin internet erişim sağlayıcılar tarafından kurulması gerektiği altı çizilerek, tekrar ve tekrar dile getirildi. Bu başlığın özellikle altının çizilme sebebinin birliğin özerk ve bağımsızlığına halel gelmemesi için yapıldığı herkes tarafından net olarak anlaşıldı.
Gelişme:
Türkiye’de belgelendirilmiş 350’den fazla servis sağlayıcı olduğu ve birliğin kurulabilmesi için 81 işletmecinin imzasına ihtiyaç duyulduğu bilgisi verildikten sonra birliğin esas işinin kapatma kararlarının uygulanması konusunda çalışacağı hatırlatıldı ve kapatma kararlarının üç koldan birliğe gelebileceği hatırlatıldı:
- Vatandaş başvuruları: Daha önce içerik çıkartma kararı aldırmış vatandaş, bu kararı emsal göstererek içeriğin yeni eklendiği internet siteleri ile ilgili olarak birliğe başvuru yaparak bu sitelerin de erişimlerinin durduralmasını talep edebilecek.
- Mahkeme kararları: Mahkemelerce alınan kapatma kararları birliğe iletilecek.
- TİB kapatmaları: Kurum tarafından verilen kapatma kararları birliğe iletilerek yine 4 saat içinde kapatma talep edilebilecek.
Birliğe yapılan kapatma kararları tüm erişim sağlayıcılara yapılmış kabul edileceğinden birlik ile işletmeciler arasında kurulacak otomasyon ve bildirim sisteminin başlangıç aşamasında hızlı ve basit bir yapıda kurulmasının arzu edildiği bildirildi. Şu anda 5 büyük servis sağlayıcı ile çalışmaların başlatıldığı ve büyük servis sağlayıcılar ile filtreleme taleplerinin yerine getirilmeye başladığı konusu da konuşulanlar arasındaydı.
Birliğin yine yasa tarafından emredildiği şekilde merkezinin Ankara’da olması zorunluluğu, birliğin kurulumu ve faliyetlerinin devamı için gereken kaynağın işletmecilerin yıllık gelirlerinden pay alınarak sağlanacağı hatırlatıldı.
Kurulacak birliğe ait olacak tüzüğün kurum tarafından onaylanacak olması nedeniyle, tüzük hazırlanırken BTK’nın sürecin içinde olmasının yararlı olacağı, tüzüğün kapatma kararlarının uygulanması çerçevesi dışına çıkması veya karmaşık bir yapıya sahip olmasının istenmediği bilgisi verildi. Süreçte erişim sağlayıcıları temsilen 5-10 işletmeci belirlenerek sürecin kalanının bu temsilciler ile devamının daha yararlı olacağı, oluşan bu kurul ile işlerin daha hızlı yürütülmek istendiği bildirildi. Toplantı sırasında ekrana birliğe ait tüzüğün genel taslağının yansıltılmış olması ile de işletmecilerin bu konuda pek bir çalışma yapması gerekmeyeceği anlaşılmış oldu. Kurum işletmecinin vaktini harcamamak ve olası bir gecikmede işletmecinin zarar görmemesi adına herşeyi düşünmüştü…
Özellikle yurtdışı menşeli Türkiye’de ofisleri bulunan şirketlere internet erişim sağlanması sırasında bu şirketlerin Türkiye’deki servis sağlayıcıdan satın aldıkları internet erişimini sadece yurtdışı merkezlerine bağlanmak amaçlı kullandıkları ve internete yurtdışından giriyor gibi çıkış yaptıkları hatırlatıldıktan sonra şu soru soruldu: “Kapatma kararları VPN ile internete bağlanan şirketler için nasıl uygulanacak? Bu durumda Türkiye ofislerinden yasaklı sitelere girenler nasıl engellenecek?” Buna benzer teknik konulara cevap olarak TİB bünyesinde erişim engelleme ar-ge biriminin çalışmaları yürüttüğü dile getirildi.
Sonuç:
Türkiye’de 350’den fazla servis sağlayıcı yetki belgesi almış görünse de gerçekte aktif erişim sağlama faliyetinde bulunan işletme sayısı bu kadar yüksek değil. Bu sayıyı şişiren etmenlerden birisi; veri merkezi işletmecilerinin, Türk Telekom’dan indirimli toptan tarife üzerinden hizmet alabilmek adına mecburen ruhsat almış olmaları. Bunun gibi son kullanıcıya internet erişim hizmeti sunmayan, URL bazlı kapatma kararlarını uygulayabilecek mecraları bulunmayan şirketler sayının yüksek görünmesine sebep olmakta.
Toplantı öncesinde ve sırasında işletmecilerden gelen yorumlar ve fikirler analiz edildiğinde yasanın işletmeciler tarafından pek incelenme fırsatı bulunmadığı görüldü. Bazı işletmeciler birliğin kapatma kararları yanında, sektörü düzenleyici maddelerin de eklenmesi konusunda taleplerini ilettiler. Bu beklenmeyen plansız beyin fırtınaları için elbette ki zaman kısıtlıydı ve belki daha sonra bunlar tüzüğe eklenebilirdi. Temsilci heyetenin, yönetim kurulunun, başkanın belirlenmesinde demokratik bir seçim ortamı ve organlar belirlenmesi talepleri de dile gelmeye başlayınca, bunların elbette olabileceği, birliğin işletmecilere ait olduğu ama bunların bu kısa sürede yetişmeyeceği başkan tarafından hatırlatıldı.
İşletmeciler devlet adına topladıkları katma değer vergisi (KDV), özel iletişim vergisi (ÖİV) yanında kazançlarından gelir vergisi, yıllık toplam tüm gelirlerinden evrensel katkı payı, BTK payı yanında artık bir de “Birlik Payı” adı altında gelirlerinden bedel ödeyeceği görülmüş oldu.
URL tabanlı engelleme yönteminin bugün dahi HTTPS protokolü kullanılarak aşılabiliyor olması kurulacak kapatma sistemini daha kurulmadan saf dışı bırakabilecekse de artık bu yoldan dönüş yoktu ve geri sayım başlamıştı! “Kervan yolda düzülür.” yaklaşımı ile öncelikle birliğin kurulması, sonrasında kapatma yöntemleri oluşturularak, alternatif yöntemlerin engellenmesi konusunda çalışmaların yapılması konusunda beklentinin varlığı her an hissedildi.
Kapanış konuşmaları sırasında şeytanın avukatlığını yaparak sorduğum: ” -Üç aylık süreçte bu birlik kurulamazsa, verilecek para cezasını sadece bir kez mi ödenir?” sorusu ortamda gülümsemeye sebep olsa da, başkanın “Sürecin 3 ay içinde tamamlanmaması durumunda imzayı atmayan işletmecilerin lisansları iptal edilir, kalanlar ile birlik kurulur!” yorumu konunun ciddiyetini, bu cenazenin öyle yada böyle kaldırılacağını tekrar göstermiş oldu.
Belli ölçüde anlamış oldugum kadarı ile; “Biz bunu gerçekleştireceğiz haberiniz olsun ileride zorluk veya engel çıkarma gibi düşüncelere düşmeyin” seklinde bir cevap mıdır bu sizlere?
Yasa yürürlüğe girdiği için, yasa ne emrediyorsa aynen uygulanacak. Uygulanacak olanın teknik detaylar dışında idari çerçevesi belli olduğundan şu dakikadan sonra kuruluş sürecini geciktirmek veya işleyişi değiştirmek mümkün değil. Özetle erişim sağlayıcı için fikir sorulan taraf değil, yazılanı uygulayan taraf olunacak gibi görünüyor.
herşey tamam ama HTTPS protokolü altında olan içerik ve trafiği izleme veya engellemenin yolu yok. Sonuçta bunun altında yatan mantığa ters düşen bir durum. Bu durumda bütün siteyi engellemek lazım hale gelebilir