“EKOMETRE Yıl 16 Sayı 413 – Ocak 2017”
2016 yılına ait son yazımda “Sürekli değişen gündemimiz ile dolu dolu bir yılı daha geride bırakıyoruz, ümit ederim ki 2017 ülkece biraz vites küçülttüğümüz bir yıl olur” demiştim… Ancak yeni yılın ilk saatinde ülke akıl almaz bir felaketi daha yaşadı. Terörü bu kadar hayatımızın içinde yaşıyor olmak hepimizi derinden sarstı.
Terör Hayatı Durduruyor
Gün aşırı felaketler yaşanan bir ortamda üretmeye devam edebilmek çaba gerektiriyor. Bu çabayı gösterenleri ise öyle veya böyle hor görmek, ötekileştirmek ise yapılabilecek en büyük hata. İnsanların kendi hatalarını görmeden, durmadan başkasında kusur araması ise ciddi bir hastalık. Toplumsal ayrışmaya sebep olan her söylem ve hareket sonunda terörize ediliyor ve terör saldırılarına malzeme ediliyor. Bu hastalığın ve terörü engellemenin çözümü ise herkesi tek tip yapmak değil, toplumsal barış ve hoşgörüden geçiyor.
İstanbul’da Elektrik Kesintileri
Uzun süren ve geniş bir alanı etkileyen elektrik kesintileri İstanbullular ’ı çileden çıkarttı. Kar yağışının yoğunlaşması sonrasında, yaşanan arızalar nedeniyle şehre iletilen enerjide meydana gelen eksilme tüm şehri beslemeye yetmedi. Semt semt elektrik keserek enerji talebi karşılanmaya çalışıldı. Sonuçta yapılan incelemede hasar gören kablolar ve yıkılan direkler olayı şüpheli bir hale getirdi. Türkiye’nin enerji konusundaki sıkıntısı malum olunca da bu kesintiler ile birlikte nükleer enerjiyi savunanlar ile çevreciler yine birbirine girdi. İşe bir de siyaset karışınca sinirler iyice gerildi.
Yavaşlatılan İnternet
Bankacılık, alışveriş dahil tüm internetin yavaşlatılması tam bir plansızlık örneği. Amacı teröre destek olacak haberlerin yayılmaması olan bu durum artık insanları çileden çıkartıyor. (İnternet servis sağlayıcılarından en çok ziyaret edilen 100 bin sitenin adresinin talep edildiğini duyuyorum. İlerleyen zamanlardaki yavaşlatma işlemlerinde sadece çok ziyaret edilen sitelere yönelik bir liste söz konusu olabilir.)
İnternet erişim hızına uygulanan yavaşlatma işlemi konusunda yorum yapmak ise tam bir iğneli fıçı. Bu bir gereksinim dediğimizde özgürlükçüler, engellemeyin dediğimizde hükümet taraftarlarının eleştirilerine maruz kalınıyor. Bu konu yerine göre gerekli, yerine göre hatalı diyemiyoruz çünkü illa bir saf seçmek zorunda bırakılıyoruz! Hatta yılbaşı saldırısı sonrası yavaşlamayan internet için bu sefer özgürlükçüler “Neden yavaşlamadı?” diye soruyor, bunu bir ideoloji kılıfına sokmaya çalışıyor.
Peki, Neden?
Tüm bunları alt alta sıralamamım sebebi bozuk olan sinirleri daha fazla germek değil, sadece tüm resme bakmamız için ufak bir çabadan ibaret. 1974 yılından beri PKK ile eş zamanlı bir çok terör örgütüyle mücadele eden ülkemizde artık daha yeni başka bir saldırı şekli uygulanıyor. Bu saldırı olabilecek tüm kanallardan desteklenerek, insanları çıldırtma noktasına getirmek için yapılıyor. Büyük şehirlerde kendilerini izole sanan bizlerin gözüne gözüne vurarak amaçlarına ulaşmak istiyorlar. Özelimize girip, yaşayışı durdurmak istiyorlar ki çok arzu ettikleri ekonomik buhran yaşansın, işsizlik artsın. Bunu istiyorlar çünkü işsizliğin sebep olacağı kaosun büyüklüğü ağızlarını sulandırıyor!
Artık bilindik mesajlar yerine toplumsal huzuru getirecek dengeye ihtiyaç var. Eğer bu mesajlar gelmez ise terör tüm bu farklılıkları malzeme etmeye devam edecek ve bu iş ne kadar uzun sürerse tamiratı da bir o kadar zor olacak.
