Medya – Daghan.com – Gerekirse YAZARım https://daghan.com Teknoloji, sosyal medya, veri merkezi (datacenter) üzerine Mon, 25 Jan 2021 15:49:34 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.2.2 https://daghan.com/wp-content/uploads/2020/06/logo.ico Medya – Daghan.com – Gerekirse YAZARım https://daghan.com 32 32 Teknoloji, Endüstri 4.0, Bilişim Sektörü, Bitcoin, Bilişim İş olanakları https://daghan.com/teknoloji-bilisim-bitcoin-is-olanaklari.dgn https://daghan.com/teknoloji-bilisim-bitcoin-is-olanaklari.dgn#respond Fri, 01 Jun 2018 20:04:38 +0000 https://www.daghan.com/?p=4821 Dağhan Uzgur Olay TV’de yayınlanan Ekodinamik programında Feridun Eyüpoğlu’nun konuğu oldu ve bilişim sektörü hakkındaki soruları cevapladı.

]]>
https://daghan.com/teknoloji-bilisim-bitcoin-is-olanaklari.dgn/feed 0
Akşama Ay’da Bir Yemeğe Ne Dersiniz? https://daghan.com/aksama-ayda-bir-yemege-ne-dersiniz.dgn https://daghan.com/aksama-ayda-bir-yemege-ne-dersiniz.dgn#respond Mon, 01 Jan 2018 16:55:32 +0000 https://www.daghan.com/?p=4759 “EKOMETRE Yıl 16 Sayı 424 – Aralık 2017”
Geçtiğimiz ay Tesla markası ile elektrikli otomobil üreten, SpaceX ile uzay seyahatlerinin seyrini değiştiren ve Hyperloop ile toplu taşımada çığır açmayı planlayan Elon Musk, Türkiye’deydi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Musk’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etti. Görüşme sonrasında yeni Türksat 5A-5B uydusunun Musk’ın şirketi SpaceX ile uzaya gönderilmesi konusunda bir görüşme yapıldığını öğrendik. Musk’un roketi alıştığımızdan farklı olarak uzaya çıktıktan sonra geri dönebilen bir teknolojiye sahip, bu yüzden daha düşük maliyet ile uzaya kargo götürmek mümkün olabiliyor.
Uzay aracı üreten şirket kurmayı hayal etmek? Dahası bu fikir için yatırım almak ve dahi uzay gibi devletlerin tekelinde bir alanda başarılı olabilmek… Uzaya kıyasla daha bilindik bir alanda 2009 yılında Türkiye’de büyük bir veri merkezi inşa etmeyi başarabilen ben, bir de uzaya gitmeye kalksam tımarhaneye kapatılırdım diye düşünmeden edemiyorum. 10 yıl önce gençliğin verdiği enerjiyle direndim ve hedefime ulaşabildim.
Ülke finans sisteminin genç girişimcinin paçasından çeken tavrını unutmam mümkün değil. Türkiye’nin faize dayalı bankacılık sistemi nice büyük hayalleri öğüttü. Faizin düşük olduğu ülkelerde yatırımcı, vizyonundan değil, biraz da faizden daha karlı olduğu için mecburen hayale, girişime yatırım yapmak zorunda kalıyor. İşte faiz böyle illet bir bela. İnsan bir kez kolay para kazanmaya alışırsa, üretmek için uğraşır mı?


Bir hayalin peşinden koşmak
Kasım ayında Bilişim İş Adamları ve Profesyonelleri Derneği (BİSİAD) Başkanı Osman Akın ile birlikte Mesafe Fen ve Teknoloji Koleji’nin daveti ile gençlerle buluştuk. Osman Akın bilişimin tarihçesini, ben de sosyal medyanın doğru kullanımı hakkında gençlere deneyimlerimizi aktardık. Genç kardeşlerimizle birlikte zaman geçirmek çok güzeldi. Birçok mantıklı ve etkileyici soru aldık, cevapladık. Seminer öncesi okul turunda en sevdiğim uygulama; görevlisi olamayan kantin oldu. Öğrenciler fiyatları üzerinde yazan ürünleri raflardan alıyor, ücretini kantin kutusuna atıyorlardı. İlk duyunca sizin de şu an aklınıza gelen soruları okul müdürü Uğur Nikbay’a sordum ve başarı oranının oldukça yüksek olduğu bilgisini aldım. Okul, öğrencilerine bu güveni kazandırabilmişti…
Öğrencilerle sohbet sonrasında okulun yatırımcısı Mustafa Dağlı sohbetimize katıldı. İşin patronu Mustafa Dağlı’nın milyonlarca lirayı eğitime, hem de fen ve teknoloji lisesine harcaması, yaptığı gelecek planı ve vizyonu beni çok sevindirdi. Ne yalan söyleyeyim ayrıca bunu yapanın ben yaşlarda genç bir girişimci olması göğsümü kabarttı. Muhakkak ki onun da etrafında “yapma”, “etmeciler” eksik olmuyordur.


Adam Mars diyor!
Yazının sonuna gelirken aklıma yine Elon’un Mars planları geldi. Öngörü ve plana göre ilk seferde 100 kişiyi Mars’a götürecek yolculuğun 2023’te mümkün olacağı düşünülüyor. İlk seyahatten 30-40 yıl sonra Mars’ta bir milyon kişi yaşıyor olacak. Belki de bir kişinin hayali tüm insanlığın gerçeği haline gelecek. İşin güzel tarafı ömrümüz yeterse bu yolculuğu dünya gözüyle göreceğiz!
Günün sonunda ismi tarihte telaffuz edilenler hayallerinin peşinden koşanlar olmuyor mu? Ne demiş William Russell; “En büyük işler, büyük hayaller kurma özelliği olan insanlarca başarılmıştır. “

]]>
https://daghan.com/aksama-ayda-bir-yemege-ne-dersiniz.dgn/feed 0
Yanıyoruz! Söndürecek var mı? https://daghan.com/yaniyoruz-sondurecek-var-mi.dgn https://daghan.com/yaniyoruz-sondurecek-var-mi.dgn#respond Sun, 15 Oct 2017 16:39:42 +0000 https://www.daghan.com/?p=4753 “EKOMETRE Yıl 16 Sayı 423 – Kasım 2017”
Vergi ve MTV oranlarındaki artış, büyük huzursuzluğa sebep oldu. “Zam” haberinin olağan karşılanması da zaten beklenemezdi. Sistemin kilitlenmemesi için vergi artışına ihtiyaç duyuluyor olması ayrı bir tartışma konusu. Ama esas sıkıntı, zammın dengeli şekilde dağıtılamıyor olması. Şu hali ile orta gelir seviyesindekileri zorlayacak bir tablo ile karşı karşıyayız. Öyle ki; matematik hesabına göre asgari ücret yeni vergi artışı ile 1404 TL altına düşüyor. Bu durumun yaratacağı huzursuzluğu bertaraf etmek için ise torba yasaya ek bir madde konarak, asgari ücretin 1404 TL’nin altına düşmesi engelleniyor. Asgari ücretli yıl sonuna kadar bu rakamın altına düşmeyecek. Bu düzenleme 2017 yılı için geçerli sonrası için tekrar bakılacak.
Motorlu taşıtlar vergisinde ise %40 ile maliye bakanlığı kâbus gördürdü, son dakikada ufak bir indirim ile pozitif bir hava yaratılır mı belirsiz ama her halükârda artış oranı çok fazla. Ücretliye gelecek ek vergi yükü ise MTV ’den önemli. Bu artış, huzursuzluğun geniş bir tabana yayılmasına olacak gibi görünüyor.
İşin bilişim tarafında ise “indirimmiş” gibi sunulan bir değişim söz konusu. Eski adıyla “Deprem Vergisi” sonralarda, “Özel İletişim Vergisi” olarak hayatımızda kalıcı yer edindi. İletişim hizmetlerine uygulanan %5’lik ÖİV, yeni düzenleme ile %7.5’a yükseltiliyor. “İletişimde farklı vergi dilimleri tek orana eşitleniyor” gibi sunulsa da, sayısal olarak %5 ÖİV’ye muhatap daha fazla. Yani bilişim kalkınsın derken vergi ile cezalandırılmanın oranı yükseltildi. İşin daha trajikomik tarafı ise internet satın alarak hizmet üretenlerin ödediği vergi de artmış oluyor. Sadece son kullanıcı değil hizmet üreticisinin ham maddesinin vergi yükü de arttırılmış oluyor. Bu artış sonrası hem internet hizmetlerinin üretici maliyeti, hem de son kullanıcı vergi oranı ile toplam maliyet 2 kere yükseltilmiş oluyor.
Sektörel Vergi İndirimi
Beyaz eşya ve elektrikli ev aletlerinde ÖTV’nin sıfır, mobilyalarda KDV’nin %8 olarak uygulanması 30 Eylül’e kadar uzatılmıştı. İyi idi hoş idi ama muafiyet süresi doldu. Peki şimdi ne oldu? Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç ve İnegöl Mobilya Sanayicileri Derneği (İMOS) Başkanı Yavuz Uğurdağ, sünger maliyeti ve mobilya üretimindeki genel girdi maliyetlerdeki artıştan yakınıp, mobilyada %30-%35 zammın kaçınılmaz olduğunun bilgisini verdiler. Sonuçta muafiyet döneminde indirim vatandaşa ne kadar yansıtıldı bilinmez ama muafiyet bitince ciddi bir zam vatandaşın cebini yakacak gibi görünüyor. Çıkarılması gereken ders ise vergide sektör kayırmanın ne kadar yanlış olduğu. Bir sektöre muafiyet tanınınca diğerleri de talepkâr olduğu gibi sağladığı yararda mevsimlik grip aşısı etkisinde. Aynı kredi garanti fonunun dağıttığı paralar veya SGK prim ödemelerinin 9 ay ötelenmesi gibi anlık mutluluk kaynakları.
Şubat 2017 sayılı “9 Ay Sonrasını Düşünen Kahraman Olamaz” yazımda aynen şöyle yazmıştım: “9 ay sonra ülkede nasıl bir bolluk olacaktı ki çift SGK primi ödenebilecekti? İşveren detaylar üzerinde çok durmadı/duramadı. Ya kısmet dedi…”
Günler haftaları kovaladı, sonunda gördük ki sadece gün kurtarılmış, işin maliyeti katma değerli şekilde vatandaşa yansıtılmış. Yine Şubat yazımda bir de SGK affı öngörmüştüm, bu gidişle onunda eli kulağında… Çiftte SGK primleri ödenemeyince 2018’de bir SGK affı kapıyı çalabilir.
Belki de bu vergi algı işlerinde doğru yöntem budur. Plansızlık da bir planın parçası! Ne demiş Latin edebiyatının ünlü ozanı Horatius; “Carpe Diem”. Anı yaşa! Yani taktik-maktik yok, bam bam bam!

]]>
https://daghan.com/yaniyoruz-sondurecek-var-mi.dgn/feed 0
Yerli Motor https://daghan.com/yerli-motor.dgn https://daghan.com/yerli-motor.dgn#respond Wed, 11 Oct 2017 16:47:55 +0000 https://www.daghan.com/?p=4756 “EKOMETRE Yıl 16 Sayı 422 – Ekim 2017”

Devlet, yerli araç hikayesinin son bölümünde parasıyla üretimi durmuş bir aracın dünya kullanım hakkını satın almış, öncelerde bu alışveriş hakkında da bilgi vermemiş, aracın logolarını söküp, “Biz yaptık, yerli araç yaptık” diye tanıtmıştı. Kısa süre içinde arabanın Cadillac BLS olduğu anlaşılınca, 2015 yılında o dönemin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık şöyle demişti:

-Evet, adı geçen markanın platformunu satın aldık. Aksi takdirde sıfırdan bir platform kurmak 1 milyar dolara mal olurdu.

Açıklama vatandaş için makul gibi görünse de mühendislik bilgisi olanlar sessizce sonucu beklediler. Beklediler çünkü, bu aracın içten yanmalı motor için tasarlandığını biliyorlardı. Yani bu aracın son trend elektrikliye dönüşümü zordu. Ayrıca konu sadece motor değil, aracın tasarımı gereği elektrikli motora enerji verecek pil sisteminin yerleştirileceği yerin de olmamasıydı. Elektrikli motorların torkunun yüksek olması nedeniyle aracın tasarım dinamikleri elektrikli araca dönüşmeye uygun değildi.
Böyle bir yatırımı, vatandaşın parası ile devletin yapması konusunda yorum yapmak istemiyorum. Sonuçta yerli araçta verilen sözün tutulması için çabalanıyordu ama babayiğitler bir türlü bulunamıyordu. “Kendi işimizi kendimiz çözelim” diyenlerin de hatası, etrafta işi bilen olmaması veya söylenenlere kulak asmadan bir şey satın almanın heyecanına kapılmaktı.

BKNZ: Arama motoru, ara, “liyakat”, [enter]

Hazır arama motoru dedik, devam edelim. İngilizce “search engine” tanımının Türkçe karşılığı olarak türetilen “arama motoru”, interneti aramak taramak için elzem bir araç. Yerli araba derken, internet servisleri de yerli akımından payına düşeni aldı. Her ne kadar işi tarif ederken marka kullanmak doğru olmasa da, yerli sosyal medya yerine yerli Facebook, yerli arama motoru yerine yerli Google konusunda bir beklenti doğdu.
Yerli arama motoruna talep olunca da, Turkcell “Yaani” ismini koyduğu yerli arama motoru projesini açıkladı. Açıkladı açıklamasına da açıklamadan kısa süre sonra internet dâhileri Yaani’ye ait sistemin diğer arama motorlarının sunduğu verileri çekip kullandığını hatta bu verileri sunmak için bile hazır bir sistemi yabancı şirketten kiraladığını ortaya çıkardı.

Devamında Rus arama motorunun global pazara açılamaması nedeniyle ülkelere göre isim değiştireceği ve Yaani projesinin de bunun bir sonucu olduğu konuşuldu.

Arabada Cadillac BLS süreci bu sefer arama motorunda da yaşanıyordu. Kelli felli koca koca CEO’lar basın açıklaması yaparken aynı yerli araçta olduğu gibi ortaya çıkmayacak mı sandılar? Yoksa yerliye talep rüzgarında yelken mi şişirmeye çalıştılar, belirsiz…

Vatandaşın zekasını sorgulayan hamleler yaparak milli ve yerli duygularla oynanması can sıkıyor. Daha fenası umutsuzluk pompalanmasına sebep oluyor. Teknoloji ve bilimin zorlama ile üretilemeyeceğini artık anlamalı ve üretimin ortamını kurup, gençleri bilime dayalı eğitim sisteminden geçirip daha sonra hasat gününü beklemeliyiz. Bu işin başka bir yolu yok “Yaaaaani” !

]]>
https://daghan.com/yerli-motor.dgn/feed 0
Bu Estonya Artık Hoşaf Tadı Verdi! https://daghan.com/estonya-artik-hosaf-tadi-verdi.dgn https://daghan.com/estonya-artik-hosaf-tadi-verdi.dgn#respond Wed, 06 Sep 2017 15:57:41 +0000 https://www.daghan.com/?p=4749 “EKOMETRE Yıl 16 Sayı 421 – Eylül 2017”
Elektronik kripto para birimleri son dönemde oldukça popüler. Genelin kulak aşinalığı olan Bitcoin yanında Ethereum, Litecoin ve yüzlerce farklı isimde kripto para piyasada işlem görüyor. Kripto para kavramı, dünün konusu olmasa da dalgalı değerlenme potansiyeli ile ulusal basının da “sabun köpüğü” haberleri ile kendine yer bulabiliyor. Geleneksel basının özellikle teknoloji konusundaki “göz kanatan” teknoloji haberleri, konunun uzmanlarını sinir etse de ulusal mecralar haber yapıldıkça elektronik paraların değeri artmaya devam ediyor. Sonuçta reklamın iyisi kötüsü olmuyor…
Gerçek para ile satın alınarak giriş yapılan kripto para ile değer dalgalanmasına dayalı al/sat yaparak gelir elde edenlerin sayısı artıyor. Ama sonuç olarak elektronik para sistemlerinin geleceği sadece yatırım amaçlı kurgulanmış değil, gelecekte hayatımız içinde daha çok kullanılacak olması beklenen ve planlanan bir sonuç.
Devletin bastığı kâğıt paraya rakip olan elektronik paranın neden yükselişte olduğunun ise çok basit bir cevabı var. Özgürlük! Kripto para sisteminde, yapılan transferler herkese açık olarak izlenebilse de transferi kimin yaptığının bulunması transfer sahibi kendisini açık etmiyor ise kolay değil.
Estonya, “Estcoin” adını verdiği kendi kripto parasını çıkarıyor.
Estonya son dönemde bilişime yaptığı yatırım ile sürekli gündemde. Estonya iki buçuk yıl önce “e-vatandaşlık” adı verilen bir uygulama başlatmış ve yatırımcılar aldıkları dijital kimlik kartı ile uzaktan tüm bankacılık ve şirket kayıt işlemlerini yapabilir hale gelmişti. İnternet sitesi üzerinden form doldurup, kart bedelini ödeyen herkes Estonya’da şirket kurabilir hale gelirken, 22 binden fazla kişi programa kayıt oldu. Bu kartlar ile oturduğunuz yerden Estonya merkezli kurulan şirketler ise vergiden muaf olduğu için ciddi avantaja sahipler.
Tezgahını vatandaşının sırtına vurduğu ağır vergi sistemi ile döndüren bizim gibi ülkeler ise bu gelişmeleri burun bükerek izleyedursun, Estonya’nın yeni silahı “Estcoin” ile tanışmaya hazır olsunlar. Elektronik para hamlesi ile Estonya, yatırımcısının elde ettiği karı ülkelerine sokmalarını oldukça kolaylaştıracak imkanlar sunmak üzerine geliştiriliyor. Devlet alacaklarını kendi elektronik para birimi ile almayı hedefliyor, ülke içinde de bu paranın kullanıma açılması planlanıyor.
Hoşaf
TRT Haber’de yayınlanan “Bir Fikrin Mi Var” isimli yarışma programında ki “Organik Hoşaf” isimli proje ile ilgili sosyal medyada bir dünya yazıldı çizildi. Hep şikayet ettiğimiz sosyal medyanın kontrolsüzlüğü yine kendini gösterdi. Proje, yarışmayı kazanamamasına rağmen bu tip bir algı oluşturulmuştu. Organik hoşafın yeni bir icat olmaması hatta market raflarında bulunabilen ambalajlı alternatif ürün varken yeni diye sunulması hatalıydı. Bu denli ağır eleştiri yapılması doğru mu diye düşünüyordum ki “Organik Hoşaf” projesinin sahibi bayana bir başka ulusal kanalda rastladım. “Beni kıyafetimle ve inancımla eleştirdiler!” cümlesini duyduğumda hoşafın tadı azıma geldi ve programa monte edilen bu projenin gerçek bir “proje” olduğunu anlamış oldum. Toplumsal ayrışmayı bu denli kaşıyan işlerin son dönemde artıyor olması, bu konularda daha hassas olunması gerektiğini bir kez daha gösterdi.
Tabii biz hoşafın tadını düşünürken birileri de ülkesini kalkındıracak yeni projelerini açıkladı. Hoşaf moşaf derken de on günlük tatili patlattık. Oh ülkece en çok ihtiyacımız olan şeye kavuştuk yahu!
Şimdi soruyorum; sizce de bu estonlar yaptıkları işler, icatlar ile hoşaf tadı vermedi mi?

]]>
https://daghan.com/estonya-artik-hosaf-tadi-verdi.dgn/feed 0
Sen mi büyüksün Elma, yoksa biz mi? https://daghan.com/sen-mi-buyuksun-elma-yoksa-biz-mi.dgn https://daghan.com/sen-mi-buyuksun-elma-yoksa-biz-mi.dgn#respond Wed, 23 Aug 2017 07:21:38 +0000 https://www.daghan.com/?p=4743 “EKOMETRE Yıl 16 Sayı 420 – Ağustos 2017”
Türkiye’nin ekonomik büyüklüğü ile dev dünya markalarını karşılaştırmak bu ara çok trend. Meşhur markaların piyasa değerleri ve elde ettikleri kârları o kadar dev ki, bizimle kıyas yapılınca ortaya vahim bir tablo çıkıyor. Bu verileri bende kimi zaman kullanıyorum ama daha çok teknoloji ve yazılım alanına dikkati çekmek için. Yoksa amacım elin markası karşısında ülkemiz değerlerini ezmek, hırpalamak asla değil…
Mesela Elma’nın her çeyrek karı açıklandığında buna benzer karşılaştırmaları okuyabilirsiniz: “Apple’ın 2017 itibari ile kasasında 261 Milyar Dolar, bizim Merkez Bankası kasasında ise 30 Milyar Dolar nakit paramız var. Elma’nın marka değeri; 815 Milyar Dolar, BİST’te işlem gören şirketlerin toplam piyasa değeri ise 203 Milyar Dolar! Bizim şirketler bir araya gelse elmanın bir dilimi oluyor. Elma nakit parasıyla BİST’e gelse bizim şirketleri toparlar üzerine de çay içmeye parası kalır…”
Yaklaşık olarak üç aşağı beş yukarı finansal veriler ve matematik olarak doğru. Rakamları çarp, böl, ruh haline göre benzetme türet, sıkıntı yok… Ama telefonu da kırıp yiyemiyorsun, çaya batırıp “kıtlayamıyorsun” be arkadaş! Markaya hak ettiğinden fazla değer biçiliyor olabilir mi? Merak ettim, twitter hesabım üzerinden bir anket düzenledim. Soru şıklarım ise şöyle oldu;
Apple’a hak ettiğinden fazla mı değer biçiliyor? Bizim şirketlerimiz yeterince değerlenmiyor ve değeri anlaşılamıyor mu? Para, marka önemsiz, önemli olan ülkenin milli ideolojisi mi?
Mini mini anketime göre %49 Apple’a hak ettiğinden fazla değer biçiliyor dedi. %11 değerimiz anlaşılmıyor (Bizi kıskanıyorlar) dedi. %40 ise mühim olan ideolojimiz, ülkece milli bir hedefimiz olsun dedi.
Bu anket bana ait bir sosyal medya hesabından yapıldığı için takipçi profilim ağırlıklı teknolojiyle haşır neşir kişilerden oluşuyor. Çıkan sonuca göre insanlar bu elmalı karşılaştırmadan hoşnut değil. Belli ki bu karşılaştırmayı yıllardır bizim gelişmiş ülkeler ile karşılaştırmamıza benzetmişler.
Sonuçlar farklı farklı yorumlanır ama bir de anketime gelen bir yanıt var. Yorum epey uzun, sahibinden özür dilerim, alan dar özet geçeyim;
“Siz değer üretirsiniz ve kullanıcı buna para verir. Oturduğunuz yerden değer yaratılmaz. Hesap makinesinden bozma bilgisayarları bugünkü haline getiren mühendisler olmalı. Mühendis adama 1500 lira veremezsin icabında evini sen tutacaksın araba vereceksin altına. Mühendis sana değil sen mühendise uyacaksın. Uzmanlar yetiştireceksin. Şirketinden çıkan CEO başka bir deve CEO olarak gidebilecek kapasitede olacak. Bizim ne gibi bir değerimiz var söyler misiniz? Direnç bile üretmezken yarı iletken teknolojisinde çığır mı açacağız? Süslü dileklerle olmaz. Patron kafasıyla olmaz. Diyorum ya icabında çalışanlarınız sizi azarlayacak. İlerici ve aydınlık olacaksın. “
İyi mahsuller ortaya çıkması için iyi bir ekosistem gerekir. Ekosistem nedir?
Wikipedia.com’a erişim yasağı olmasa, açıp bakalım diyeceğim ama site malumunuz kapalı, bu yüzden ekosistemin anlamını aktarayım: Ekosistem, belirli bir kısımda bulunan canlılar ile bunları saran cansız çevrelerinin karşılıklı ilişkileri ile meydana gelen ve süreklilik arz eden ekolojik sistemlerdir.
Yani bir ürününün icadı, geliştirilmesi (Ar-Ge), üretimi ve dünyaya pazarlanması için uygun bir ortam gerekir. Mühendisleri bir odaya kapatıp, yap bana telefon, yap bana araba dediğinizde iklim müsait değilse, ortaya çıkan ürünü global pazarda bol sıfırlı marka değeri kazanması mümkün olamaz. Bilime saygı duyan, teknolojiyi destekleyen, düşüncelerin özgürce dile gelebildiği ortamlarda, verimli, karlı teknolojik mahsuller ortaya çıkar. Aksi durumda geleceğinden endişe edenlerin yaşadığı ortamda anca günü kurtarır işler yapılır.

]]>
https://daghan.com/sen-mi-buyuksun-elma-yoksa-biz-mi.dgn/feed 0
007 Maliye, Şirketlerin Peşinde! https://daghan.com/maliye-sirketlerin-pesinde.dgn https://daghan.com/maliye-sirketlerin-pesinde.dgn#respond Fri, 14 Jul 2017 07:44:43 +0000 https://www.daghan.com/?p=4737 “EKOMETRE Yıl 16 Sayı 419 – Temmuz 2017”
İnternetin sağladığı imkanlar sayesinde oturduğumuz yerden mobilya, giyim ve akla gelebilecek her kategoride alışveriş yapabiliyoruz. Hatta gündelik market alışverişi için bile interneti tercih edebiliyoruz. Domatesi, sivri biberi internetten almak kimilerine garip gelse de internetten market alışverişi çalışanlar için metropollerde hayat kurtarıcı bir çözüm… Vakit darlığından öte tek başına yaşayanlar için market torbalarını taşıma zahmetini ortadan kaldıran e-market siteleri sayesinde ürünün en kalitelisi kapıya kadar geliyor, daha ne?
E-ticaret öyle güzel böyle güzel ama her güzelin bir kusuru olur misali yurtdışı merkezli ürün ve hizmet satanlar Türkiye’ye yaptıkları satışlar için Türkiye’ye vergi vermiyor. Hal böyle olunca maliyenin dikkati yapılan bu ticaret üzerine yoğunlaşıyor. Geçtiğimiz günlerde Booking.com için alınan kararla Türkiye’deki oteller için yapılan rezervasyonlar durdurulmuştu. Karar sonrası zaten sıkıntılı günler yaşayan turizm sektörü, karara kazan kaldırsa da bugün için bir çözüm yolu bulamamıştı.
Şimdi ise maliye, ürün satışı yapanlar yanında hizmet satan ve Türkiye’de merkezi olmayan şirketlerden vergi almanın yolunu arıyor. Maliye, yurtdışı merkezli firmaların Türkiye’de vergi mükellefi olmasını sağlayamadığı için ürün ve hizmet satışlarından doğan vergiyi nasıl alabileceğinin yeni yollarını arıyor. Açıklanan yeni yöntemle Maliye, tahsilat aşamasında banka kanalıyla yapılan tahsilattan stopaj kesintisi yapmak gibi dahiyane bir fikir geliştirdiğini açıklıyor. Kredi kartından yurtdışına doğru ödeme yapılırken Türk bankacılık sistemi üzerinden yapılacak peşin kesinti ile ödeme eksik gönderilerek açık kapatılmak istense de bu hareketin iki sonucu olacağı kesin: 1- Ödemesini eksik alacak olan şirketler, Türkiye’yi kara liste yapıp ürün ve hizmet satmazlar. 2- Türkiye’den yapılan alışverişlerde stopaj tutarı ürün fiyatlarına eklenir. Yurtdışı şirketlerin Türkiye pazarını kaybetme riski, mükellef olup bir sürü vergi vermekten daha zahmetsiz. Bunun en iyi göstergesi mahkeme kararı ile birlikte Türk otellerine rezervasyonu durduran Booking örneğinden görülebilir.
Yurtdışı şirketler neden Türkiye’de şube açmak istemiyor?
Yurtdışı şirketlerin Türkiye’ye gelmeme sebebi; siyasi, yargı sistemi veya istikrar konusundaki endişeler olabilir. Ama bundan daha büyük problem, vergi sistemimizin kendisi. Vergilendirmedeki ve finansal alandaki karmaşıklık hem yerli hem yabancı yatırımcı açısından ülkede iş yapma konusundaki en önemli sorun.
“Financial Complexity Index 2017” raporuna göre; finansal alanda karmaşanın ve uyumsuzluğun en yüksek olduğu ülke Türkiye. İkinci sıradaki Brezilya’yı İtalya, Yunanistan, Vietnam, Kamboçya, Çin, Belçika ve Arjantin izliyor. Hindistan’ın 10’uncu olduğu Finansal Karmaşıklık Endeksi’nde Fransa 11’inci, Bolivya 12’nci, Arnavutluk ise 13’üncü sırada yer alıyor.
Araştırmayı yapan Hollandalı şirket (Vay Hollandalılar!) Türkiye’nin karmaşa listesinde ilk sırada olmasını şöyle özetliyor: Türkiye’deki muhasebe şirketleri, yapılan her işlemin kağıt çıktısını elinde tutmak zorunda ki sonradan başlarına bir iş gelmesin! Şirketlerin faaliyet kodları sürekli değişiyor, güncelleniyor. Bu değişim çoğu zaman takip edilemez duruma geliyor. Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), Özel İletişim Vergisi (ÖİV), Damga vergisi, Deprem vergisi gibi yerel uygulamalar uluslararası şirketler için anlamsız.
Gelişmiş ülkelerde vergi konusu beyana esas bir konu olduğu gibi seneye vereceğin vergiyi bu yıldan tahsil etmeye çalışan peşin vergi gibi garip uygulamalar da yok. Yine şirketin ödediği vergi sonrası ortakların kasadan para alırken bireysel olarak tekrar vergilendirilmesi gibi bir uygulama da söz konusu değil. Zaten tüm bu uyumsuzluklar nedeniyle, Türkiye’de vergi sistemi bir türlü dikiş tutmuyor, “af” çıkartılarak durum toparlanmaya çalışılmıyor mu?
Yasaklama, engelleme asla çare değil. Maliye’nin bankacılık sistemi, fatura, kredi kartı üzerindeki aşırı kontrolü bile bu işleri çözmeye yetmiyor. Sistemi kolaylaştırmak, yabancıyı burada ticaret yapabilir hale getirmek doğru olan olacaktır. Aksi durumda bu zihniyet ile, olan yine biz tüketicilere olacak…

]]>
https://daghan.com/maliye-sirketlerin-pesinde.dgn/feed 0
Küresel Isınma Kaç Reyting Alır? https://daghan.com/kuresel-isinma-kac-reyting-alir.dgn https://daghan.com/kuresel-isinma-kac-reyting-alir.dgn#respond Tue, 13 Jun 2017 12:24:43 +0000 https://www.daghan.com/?p=4734 “EKOMETRE Yıl 16 Sayı 418 – Haziran 2017”
Paris İklim Anlaşması, sera gazları salınımını azaltmaya yönelik önlemleri içeren bir anlaşma. Anlaşma 195 üye ülke tarafından imzalanması bakımından, dünya tarihinde iklim değişikliği ile ilgili en geniş kabul gören anlaşma.  Sera gazı salınımını azaltmak amacıyla anlaşmaya katılan ülkeler, 100 milyar dolar fonun gelişmekte olan ülkelere aktarılmasını hedeflemekte. Kasım 2016’da yürürlüğe giren anlaşma kapsamında fonda 10 milyar dolar toplanmış durumda.
ABD, Paris Anlaşmasından Çekildi.
Trump’un seçim kampanyasındaki vaatlerinden biri Paris anlaşmasından çekilmekti. Trump’a göre, küresel ısınma Çin’in ABD’nin önünü kesmek için uydurduğu bir yalandı. (ABD anlaşmadan çekilmiş olsa da anlaşmanın yasal hükümlerine göre, ABD ancak Kasım 2020’de anlaşmadan çekilmiş olacak.)
Trump’a göre anlaşma, üretimin daha pahalı yapılmasına sebep olacak önlemler içeriyor. Kömür kullanımının azaltılması anlaşmanın ana maddelerinden biri. Türkiye’nin de kabul ettiği anlaşmaya göre fosil yakıt kullanımında düzenlemeye gidilmesi gerekiyor. Dünyayı en çok kirleten ülkelerden biri olan Çin, Trump’ın ön kesme iddiasının aksine AB ile birlik olup anlaşmayı imzalamış durumda.
Çin’in bu anlaşmaya uyması ise global bir ekonomik krizi tetikleyecek güçte bir pahalanmaya sebep olabilecek kapasitede. Bu yüzden aslında anlaşmayı kimsenin doğru dürüst uygulayacağı da yok! Çünkü anlaşmada uygulamanın kalitesini denetleyecek bir mekanizma yok. Tamamen iyi niyet üzerine kurgulanmış bir anlaşma. Sonunda dünya için iyi şeyler olacak olsa da planlanan süre içinde bu iyileşmenin gerçekleşmesi pek mümkün görünmüyor. Belki de ABD’nin çekilmesi, denetimsizlikten kaynaklı olarak kendilerinin uygulayacağı önlemleri diğerlerinin uygulayıp uygulamayacağının belirsiz olması. Örnek olarak Türkiye’nin nükleer enerji üretimi, gazı, petrolü kendine yeter olmadığına göre kendi toprağından kazıp çıkarttığı kömürü kullanmaması ekonomik olarak ne kadar mümkün olabilir? Kömür yerine daha çok doğal gaz ile enerji üretmenin bize vereceği ekonomik zararı kim karşılayacak? Hepimizin çevreciliği maalesef fani hayatlarımızdaki günlük refah seviyesi beklentimiz ile doğru orantılı…
Televizyon izleme alışkanlıkları üzerine
Twitter hesabımda 1 Haziran tarihli reyting sonuçlarını AB grubu ve total izlenmeye göre yan yana koyup yayınlayınca kızılca kıyamet koptu. Son dönemdeki siyasi ayrışmayı işaret ettiğim reyting sonuçlarına gelen yorumlarda aynı çerçevede siyasi bölünmüşlüğü işaret etti. Herkes kendine göre haklı sebepler ile bu analize eleştirilerde bulundu. Sonuçlara geçmeden önce reyting ölçüm sistemi hakkında genel hatları ile bilgi vereyim:
Deneklerin evlerine yerleştirilen reyting ölçüm cihazları ile deneklerin izlediği yapımlar takip edilmekte. Yapılan ölçümlerde denekler gruplara bölünmüş durumda. Buna göre; AB grubu olarak nitelendirilen grup eğitim seviyesi yüksek olanlar, Total olarak isimlendirilen grup ise toplam izlenmeyi vermekte.
Reklam veren açısından AB grubu eğitim seviyesi ve buna paralel alım gücü açısından daha verimli görüldüğü için kıymetli. Ancak AB grubunu genel nüfusa oranlarsak ülkenin sadece %10’luk bir kısmını temsil ettiğini unutmamak gerekiyor.
Yayınladığım reyting raporunda 1 Haziran’da AB grubunda “Vatanım Sensin” birinci, Total grupta ise birinci Survivor. Total grupta “Nihat Hatipoğlu ile iftar” üçüncü sıradayken, AB grubunda aynı program sekizinci sırada. “Fatih Portakal ile FOX haber” AB grubunda tüm günde dördüncü, Total grupta ise sekizinci olduğu görülüyordu. AB grubunun geçmiş tarihli reyting raporlarında ise ATV’nin ilk ona az yapım sokabildiği görülüyordu.
Tabii bir de hiç televizyon izlemeyenler var ki onlar bu sonuçları çok anlamsız buluyor ve TV izleyen birinin eğitim seviyesinin ayrıca incelenmesini talep ediyorlar. Ama TV izlemeyen bu kesimin sayısal çoğunluğu genel nüfusa oranla etki edecek seviyede değil.
Buna benzer onlarca sonuç reyting ölçümlerinden kolayca analiz edilebilir. Özetle siyasi ayrışma TV izleme alışkanlıklarını da etkiler duruma gelmiş.
Şunu da unutmamak gerekiyor ki televizyondaki yapımları izleyiciler seçemiyorlar. Önlerine sunulanlar arasından izleyip izlememe olarak sonraki yapımlara yön verebiliyorlar. Bu açıdan bilindik televizyonculuğun sonu geldikçe insanların değerli vaktini neye harcadığını daha iyi anlayabiliyor olacağız. O güne kadar kriterimiz reklam gelirlerinin döndüğü reytingler.

]]>
https://daghan.com/kuresel-isinma-kac-reyting-alir.dgn/feed 0
Domateste Şahin, Salçada Karga https://daghan.com/domateste-sahin-salcada-karga.dgn https://daghan.com/domateste-sahin-salcada-karga.dgn#respond Sat, 13 May 2017 12:08:47 +0000 https://www.daghan.com/?p=4727 Shakes 300-320 questions finally remembered the first of the police officers arriving at the scene to adapt ExamPdfView to the fourth rule P is to protect the scene ExamPdfView of the murder. Angry horn 300-320 pdf started flooding the air in the early 300-320 pdf morning misty, quickly 300-320 questions 300-320 questions mixed into the drivers roar angry. A http://www.bestexamview.com/ moment later, she heard sharp sirens also joined the dissonant noise, 300-320 questions and 300-320 questions the 300-320 questions first police car 300-320 questions arrived. Forty minutes later, the scene was already packed http://www.bestexamview.com/ with uniformed police and criminal detectives, more than ExamPdfView the usual 300-320 pdf number of murders http://www.examguideview.com/ http://www.examguideview.com/ in Hells Kitchen the famous crime zone in New Yorks 300-320 questions West End A lot of. In view of the shocking death of the victim, sending so many people does not seem excessive. However, Shakesi heard from other 300-320 exam police officers that this was a http://www.examtestview.com/ big 300-320 pdf case and a media concern – the deceased was one of 300-320 exam a group http://www.bestexamview.com/ of 300-320 questions travelers ExamPdfView arriving at JFK last night and they made a taxi 300-320 questions into ExamdumpsView the city, But never got home. CNN is ExamPdfView reporting on the 300-320 questions spot, http://www.passexambest.com/ the uniformed police http://www.passexambest.com/ officer whispered to her. So when Emilia Shakesh saw the http://www.examtestview.com/ handsome Vince Piriti, the head of 300-320 questions the Criminal http://www.examguideview.com/ Investigation and Resource Scheduling Team climbed to the ExamPdfView top of the embankment overlooking the crime scene and stopped to beat him from time to 300-320 questions time It is not http://www.passexambest.com/ http://www.passexambest.com/ particularly surprising when it comes to http://www.bestexamview.com/ the dust on suits of thousands of ExamPdfView 300-320 pdf dollars. However, she was surprised. Piriti actually noticed her, and http://www.examtestview.com/ waving http://www.bestexamview.com/ 300-320 questions her past. ExamPdfView He smoothed a little in his shaven clean face. She thought she would 300-320 pdf probably be http://www.examtestview.com/ applauded http://www.examguideview.com/ for the extraordinary http://www.examguideview.com/ performance of todays unruffled. Well done, saved the fingerprint on 300-320 exam the iron ladder Maybe it will give her 300-320 pdf a little reward. The last ExamdumpsView hour on duty on http://www.bestexamview.com/ the last day. She will leave with glorious glory. He looked up 300-320 pdf and down http://www.examguideview.com/ at her. Policewoman, you are not a novice, right 300-320 questions I think I will not mistake. Im 300-320 questions sorry, sir http://www.examguideview.com/ Youre not a newbie, Im sure. Strictly http://www.examtestview.com/ http://www.bestexamview.com/ speaking, she can not be http://www.passexambest.com/ considered. Although she http://www.passexambest.com/ entered the police only a short period of three years, unlike her other police at ExamdumpsView 300-320 pdf this age, most have http://www.examtestview.com/ nine to ten years of ExamdumpsView seniority. Before entering the police academy, Shakesi had been in http://www.bestexamview.com/ http://www.bestexamview.com/ society for several years. I do 300-320 exam http://www.passexambest.com/ 300-320 exam not understand what youre trying to ask. He seemed annoyed and the ExamdumpsView smile on his face http://www.examguideview.com/ disappeared. Are you the first policeman to arrive at the scene Yes, sir.
I am asking you http://www.passexambest.com/ now. They want to see you. I only http://www.examtestview.com/ know these. Because they http://www.examguideview.com/ 300-320 questions have something, they are not, they are regular, heavy, 300-320 pdf and http://www.bestexamview.com/ want. Lincoln. http://www.examtestview.com/ Tone. 300-320 pdf The handsome young man reached for 300-320 exam his blond hair. He http://www.passexambest.com/ was wearing brown trousers and a white shirt, tied with a blue 300-320 pdf tie and http://www.passexambest.com/ the bow 300-320 questions tie was flawless. http://www.examtestview.com/ When he hired Tommar a http://www.passexambest.com/ 300-320 questions year ago, Lyme once told him that he ExamdumpsView http://www.examtestview.com/ could wear jeans 300-320 pdf and 300-320 pdf a T-shirt to 300-320 questions work whenever he wanted. But 300-320 pdf from that day until now, he has been meticulously dressed. Lyme 300-320 pdf did not know if http://www.bestexamview.com/ 300-320 questions it was because he had kept the young 300-320 questions man so far, but he did. 300-320 exam No one had been 300-320 pdf http://www.passexambest.com/ 300-320 pdf in custody before Thomas before for six weeks, and ExamPdfView those who resigned were tantamount to 300-320 pdf excommunication. Well, how do you tell them I told them http://www.bestexamview.com/ to 300-320 pdf give ExamPdfView ExamdumpsView me http://www.examtestview.com/ 300-320 exam a 300-320 pdf few minutes to let http://www.examtestview.com/ me see 300-320 exam 300-320 exam if you got dressed first, and then they could come up. You did not ExamdumpsView ask me 300-320 questions 300-320 pdf Self-assertion. Thank you very much. Thomas back to take a few steps toward the small stairs http://www.examguideview.com/ downstairs shouted Come on, gentlemen. http://www.examguideview.com/ What did they say to you, is not it Said, You have something to hide from me. 300-320 pdf Thomas did not answer. Raim looked at the two men 300-320 questions up the 300-320 questions 300-320 exam 300-320 questions stairs. http://www.passexambest.com/ When they 300-320 pdf first 300-320 pdf entered the room Lyme first spoke. He said http://www.bestexamview.com/ to Thomas Putting on the curtains, you http://www.passexambest.com/ have already disturbed 300-320 exam the two birds too much. The actual meaning of this sentence was ExamPdfView 300-320 exam http://www.bestexamview.com/ that http://www.examtestview.com/ he http://www.examtestview.com/ had 300-320 pdf enjoyed the bright morning sunshine. Can 300-320 questions not 300-320 pdf speak. Sticking to the mouth of 300-320 questions the http://www.passexambest.com/ tape stinky and sticky, so that she ExamdumpsView 300-320 questions can not pronounce a word. She http://www.bestexamview.com/ 300-320 pdf 300-320 exam felt despair ExamdumpsView more helplessly than the cold, handcuffed metal http://www.examtestview.com/ on ExamdumpsView her wrist, compared to the short, stout fingers 300-320 questions on her 300-320 questions 300-320 pdf ExamPdfView shoulders. ExamdumpsView 300-320 questions The taxi ExamdumpsView driver, ExamdumpsView still wearing a ski boot, led her to a dark, damp corridor that ran through the rows of pipes and plumbing to ExamdumpsView the basement 300-320 exam of an office building. But she http://www.passexambest.com/ does not know where the exact location is. If I can speak to him T. J. Kofax is 300-320 exam http://www.examguideview.com/ a fun person. ExamPdfView Morgan Stanley third floor of http://www.bestexamview.com/ the mother of insects. A negotiator. money Do you 300-320 pdf want money I give you money, a lot of money, boy. But more ExamPdfView than a few. She 300-320 pdf thought the remarks more than ten times, desperately trying to seize 300-320 pdf his eyes as if she could deliver the remarks into his http://www.examguideview.com/ http://www.examtestview.com/ head. Beg for you, she begged silently. She started thinking of her 401 k Retirement ExamPdfView Savings Fund an important U.S. tax deferred savings plan ExamPdfView to protect retiree benefits, with about 42 million http://www.examguideview.com/ people participating and a ExamdumpsView total asset pool of more than 2 http://www.examguideview.com/ trillion. – translator, she can give her http://www.examguideview.com/ all the pensions to him. Oh, beg you She remembered the scene of the last night The man turned around after watching the fireworks, pulled them off and put handcuffs on them. He put them close to the trunk, and then re-drive the road.

“EKOMETRE Yıl 16 Sayı 417 – Mayıs 2017”
Bildiğiniz üzere Türk domatesine ambargo uygulayan Rusya konusu, bakan seviyesinden domates fotoğrafı eklemek suretiyle twitlenince gündem oldu. Putin açınca “Bu ambargo döneminde Rusya’da yerli üretim için düğmeye bastık. Şu an için Türkiye’den eskisi gibi domates almayı düşünmüyoruz.” dedi.
Kahvaltı vakti genellikle, Servet Yıldırım ve Mahfi Eğilmez’in piyasayı yorumladığı “NTV Para Geri sayım” açık olur. Geçtiğimiz sabah yine kendilerine kulak kabartmış iken Servet Bey’in ilginç bir tespiti oldu: Domates üretimi konusunda Türkiye dünyada ilk sıraları alırken, domates salçası ihracatında olması gerekenden düşük sıralardaydı.
Bunu duyunca işte dedim ülkenin kronik sorunu burada bile baş göstermiş. Sen ülke olarak toprağa tohumu at, sula, gübrele, bin bir zahmet üret başkası senin ürettiğini alıp katma değerli ürün haline getirip senden çok kazansın, hatta onun bunun kaprisini çek ürünün tarlada kalsın! Bu denklemi fındık ve dünyaca meşhur çikolatalı fındık ezmesi içinde kurmak mümkün. Gerek domates gerek fındık üreticisinin mahsüllerini arzu ettikleri bedeller ile satamadıkları kesin. (Zaten eğer böyle bir mutlu tablo olsa idi ülkenin tarımdaki durumu içler acısı olmaz bu karlı işe yatırımcılar tam gaz yüklenirlerdi.)
Ekilecek tohum, verimli üretim teknolojisinin teşviği ve çiftçiye sunulan imkanları düzenleyen devlet olduğuna göre domates üretiminde ilk sıralarda, salça üretiminde domates üretimine oranla daha alt sırada olmak, domateste şahin, salçada karga olmak kesinkes devletin hatasıdır. Açıkçası kendi alanımda/sektörümde benzer durumları görmeye alışmış biri olarak domatesteki bu tablo bana çok acı geldi. İşin kötüsü artık domates üreticisi satılmıyor diyerek seralarda çilek üretimine yönelecekmiş. Sizce tadı tuzu kalmayan, yerli tohum ile üretimi “yasaklanmış” domates için bu kötü gidişi göremeyen, görüp müdahale etmeyen bu ülkenin geleceğine haksızlık etmiyor mu?
Wiki Engeli
İnternetle haşır neşir olanlar wikipedia isimli internet sitesini bilirler. Bir kelime veya tarihsel olay aradığınızda arama motoru torpillisi olduğundan en üst sonuç olarak çerçeveli merçeveli görünür. Genel olarak içeriğini sizin benim gibi normal internet kullanıcıları oluşturur. Merak edilen bir kelime veya olay ile ilgili açılan başlık altına insanlar bilgileri dahilinde içerik girerler. Daha sonra aynı başlığa gelen ihtiyaç var ise içeriği geliştirir, hatalı olan düzeltilir ve böylece büyük bir bilgi kaynağı ortaya çıkar. Akademik olarak amatör ağırlıklı insanların oluşturduğu bu kaynağın geçerliliği pek yoktur. Bir üniversite tezinde wikipedia referanslı bilgi kullanırsanız hocanız sizi sopayla kovalar, bilgiye gerçek referans ister. Yani özetle zamanımıza uygun şekilde hızlı ve sansürsüz bilgi edinmeyi sağlar.
İş böyle olunca; Türkiye’nin Suriye politikası ve Cumhurbaşkanı hakkında başlıklar açıldı. Hoşa gitmeyen bu içerikleri oluşturan editörler engellenemeyince de Bilgi Teknolojileri Kurumu aldığı karar ile Wikipedia’ya topyekün erişim engeli koydu. Beklenenin aksine gününü belgesel izleyerek ve internet üzerinde akademik araştırmalar yaparak geçiren halkımız için ansiklopedinin kapanması hayatı çok etkilemedi. Daha çok homurtu, turizm sezonu öncesi yurtdışından geldi. Hatta bazı yabancı tur operatörleri bu engellemeyi; “Türkiye’ye gitmeyin internete bile giremezsiniz” olarak kullandı.
Wiki engeli ile geçtiğimiz ay erişimi engellenen otel rezervasyon sitesi booking.com sonrası bir darbe de buradan yenmiş oldu. Booking.com engellemesinde vergi kaybı söz konusu olduğundan “eh peki” desek de bu sefer baltayı biraz taşa vurmuş olduk. Çünkü erişimi kapatılan sitenin Türkiye’den maddi bir kazancı veya reklam modeli yok. Yani şu durumda Türk insanı siteye ulaşamıyor ama tüm dünya hakkımızda yazılanları okuyor.
BTK: “Biz Kapatmadık!”
Tüm bu işler devam ederken ansızın anlık mesajlaşma programı Whatsapp’da yaşanan erişim problemi gözlerin BTK’ya çevrilmesine sebep oldu. Gözler kendilerine dönünce ülkedeki iletişim sektörünü regüle etmek, düzenlemek için faaliyet göstermesi gereken Bilgi Teknolojileri Kurumu Whatsapp üzerinde yaşanan bir iletişim sorununa açıklama getirmek zorunda kaldı. Yapılan açıklama ile düşülen durum trajikomikti. Çünkü devletin kurumu bir mesajlaşma programı için “Biz ellemedik, kendiliğinden bozuldu” diyordu. Bu açıklamayı yapmak zorunda kalıyor olmak internette kesilen her şeyden mesul tutulmak yine bir yerlerde bir şeylerin hatalı olduğunu gösteriyordu. Üzerine bir de hemen ertesi gün ülkenin en büyük GSM operatörü komple şalteri indirip, insanları saatlerce iletişimsiz bırakınca, iyice keyifler kaçtı.
Arka arkaya yaşanan negatif rüzgar, baharın gelişini bile geride bıraktı, vatandaşı diken üzerinde oturur hale getirdi. Bu negatif ruh halinin devam etmesi, iyileşmeyi geciktireceği kesin.
Yani acilen aç, kapat, engelle, yasakla kısmından kurtulup “Bu domates nasıl oluyor da salça olamıyor?” kısmına yoğunlaşmamız lazım…

]]>
https://daghan.com/domateste-sahin-salcada-karga.dgn/feed 0
İnsanlığın Robotlarla İmtihanı https://daghan.com/insanligin-robotlarla-imtihani.dgn https://daghan.com/insanligin-robotlarla-imtihani.dgn#respond Wed, 05 Apr 2017 22:38:33 +0000 https://www.daghan.com/?p=4687 “EKOMETRE Yıl 16 Sayı 416 – NİSAN 2017”

Yazının başlığı, sanki serisi çekilecek bilim kurgu filmi… “İnsanlığın Robotlarla İmtihanı – 1” Yazı içeriğinde kahvemizi yapan, devlet dairesinde mühür basan robotlar var. Uzayda kurulacak koloni var. Hatta 2048’den bahsediyorum. “Ohoo 30 yıl, kim öle kim kala…” demiyoruz, 30 yıl önceyi yani 1987’yi düşünüyoruz. Özel televizyonlar kurulmamış. Google diye bir şey yok. Şu an 50 Milyar dolar kişisel serveti olan Facebook’un kurucusu Mark Elliot Zuckerberg ana okulunda. Evlerde ne bilgisayar ne de internet var. Sanki onunla doğmuşuz gibi gelen yanımızdan ayırmadığımız akıllı telefon, akıllısını bırakın, cep telefonu yok. Tüm bu gelişimleri bir nesil yaşamı içinde gördü, peki 30 yıl sonra neler olacak?
GİRİŞ: Düşmanını Tanı
İnsanların aynı yöntemleri kullanarak tekrarladığı işleri ve insan beyninin hatırlamasına imkân olmayan genişlikteki verinin taranıp işlenmesini artık robotlar yapıyor. Tek düze işler nasıl, otomotiv fabrikalarında yıllardır makineler tarafından yapılıyor ise yetenekleri daha çok artan robotlar artık biraz daha komplike işleri yapmaya başladılar.
Testleri başarı ile tamamlanan uzun yol taşımacılığı ve taksicilik otonom araçlar ile yapılmaya başlanıyor. Kahve dükkanlarında sevdiğiniz lezzetleri karıştıran baristaların yerini robotlar alıyor. Hatta robot barista çalıştıran kahve dükkânı açıldı, büyük talep gördü, zincir haline geliyor. ABD’de binlerce mahkeme kararını tarayabilen ve savunma üreten yapay zekâ avukat, alacak davalarında çalışmaya başladı. Medya, son dönemde ajansların geçtiği kategorik haberleri otomatik olarak web sitelerinde yayınlayabiliyordu. Ama artık insan tarafından yazılan haberleri de yapay zekâ yazabiliyor. Yapay zekâ, maçın skor bilgisi, oyuncuların top sürme süreleri, gösterilen kartlar gibi bilgiler sayesinde, biz insanların anlayabileceği haber metinlerini yazabiliyor. Bir ekonomi gazetesinde şirketlerin mali veri analizlerini inceleyen bir gazeteci aynı anda ancak birkaç şirketin mali raporunu haberleştirebilecek iken, yapay zekâ için ise bu konuda kısıtlama yok. Yeter ki veri olsun.

GELİŞME: İşçi, Memur, Emekli?
10 yıl içinde üretimde kaynak planlaması yapılmasını sağlayan ERP yazılımlarının endüstri mühendisleri ve üretim müdürlerinin yerini alması bekleniyor. Devlet dairelerinde ise 2045 yılına karar memurların yarısının robot olması ön görülüyor. “Yok artık, daha neler!” demeyin. “Yok artık!” diyenlerin karşında mühür basan robot hayal ettiğini tahmin ediyorum am aslında fiziksel olarak mühür basan bir robota ihtiyaç yok. Çünkü sizin zaten devlet dairesine gitmenize gerek kalmayacak. Yeni kimlik kartları ile dijital imzanız kart içinde yer alıyor. İnternet sayesinde kâğıt, imza, posta ortadan kalktığı için devlet dairesinde evrak koşturmak gerekmeyecek. Devlet işleri böyleyken vatandaşların kendi arasındaki alım satım işleri içinde yakın süre içinde belki de bilgisayarlarına kimlik kartlarını takıp, dijital imzaları ile onay vermeleri yetecek. Yani bu ve buna yakın imkanlar ile devlet dairesi merdivenlerini aşındırmak gerekmeyecek.
İşin emekliler tarafında ise emeklilik yaşının durmadan ötelenmesinden gidişat kendini belli ediyor. İnsan ömrünün uzamasına ek olarak nüfus arttıkça, daha fazla emekli, daha fazla emekliyi süspanse etmek için daha genç nüfus ve ötelenen emeklilik yaşı sarmalı karşımıza çıkıyor. Emeklilik için erkekte yaş şartı aranmadığı 1976, kadında yaş şartı aranmadığı 1981’den bugüne, sistemin kilitlenmemesi için yaş sınırının sürekli yükseltilmek zorunda kalması da işte tam bu yüzden. Öncelikle erkeklere yaş sınırının getirildiği 1976’dan sonra (Sigorta giriş yılı) erkekler 44 yaşında emekli olabilirken, kadınlar 38 yaşında emekli olabiliyordu. 30 Nisan 2008’den sonra sigortalı olan erkekler için emeklilik yaşı 2036 yılına kadar 60, kadınlar için ise 58 olacak. Emeklilik yaşı 2036’dan itibaren kademeli artacak ve 2044’de erkeklerde ve 2048’de kadınlarda emeklilik yaşı 65’e çıkacak.

SONUÇ: Bilim ve Teknolojiye Kafayı Takmak Lazım
Endüstri 4.0 ile sanayide robotların sayısı artıp, sadece nitelikli iş gücüne ihtiyaç olacağından, eğitim kalitesi düşük ülkelerin vatandaşını besleme olanağı azalacak. Bu sıkıntıyı yaşamamak için eğitimdeki kaliteyi arttırmak gerekecek. Kaliteli eğitim için de eğitime ayrılan kaynakların arttırılması ve aşırı “insan üretiminden” kaçınılması gerekecek. 10 ara eleman yerine 1 gerçek robot planlayıcısı/mühendis yetiştirebilmenin yolunu bulun ülkelerin vatandaşları daha müreffeh bir yaşam sürebilecekler.
Bu gerçeği görmekte zorlananlar, planını şimdiden yapmayanlar ise ellerindeki genç ama işlevsiz nüfusu beslemekte büyük zorluk çekecekler. Bizde ise pek popüler söylemlerden olan “Ara eleman çok önemli” tespiti realitesini kaybedecek gibi görünüyor. Siyasete kurban giden meslek okulları, sonrasında yapılan hatadan dönülse de toparlanamadığından ülkece ara eleman fikirden vazgeçmek zor olmayacaktır. Yeter ki bu sefer dünyanın akışına ayak uydurabilecek bir sistem zamanı geçmeden uygulanabilsin.
Ağır sanayi hamlesi yapayım derken, tarımı kaybeden, tam ağır sanayi işini becermişken, dünyanın yazılımdan, bilişim teknolojilerinden parayı kaldırması sonucu yaya kalan ülkemiz, bu sefer Endüstri 4.0 ve robot teknolojisinin getireceği olanakları yakalasın.

]]>
https://daghan.com/insanligin-robotlarla-imtihani.dgn/feed 0