vergi – Daghan.com – Gerekirse YAZARım https://daghan.com Teknoloji, sosyal medya, veri merkezi (datacenter) üzerine Mon, 25 Jan 2021 16:02:17 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.1 https://daghan.com/wp-content/uploads/2020/06/logo.ico vergi – Daghan.com – Gerekirse YAZARım https://daghan.com 32 32 Yanıyoruz! Söndürecek var mı? https://daghan.com/yaniyoruz-sondurecek-var-mi.dgn https://daghan.com/yaniyoruz-sondurecek-var-mi.dgn#respond Sun, 15 Oct 2017 16:39:42 +0000 https://www.daghan.com/?p=4753 “EKOMETRE Yıl 16 Sayı 423 – Kasım 2017”
Vergi ve MTV oranlarındaki artış, büyük huzursuzluğa sebep oldu. “Zam” haberinin olağan karşılanması da zaten beklenemezdi. Sistemin kilitlenmemesi için vergi artışına ihtiyaç duyuluyor olması ayrı bir tartışma konusu. Ama esas sıkıntı, zammın dengeli şekilde dağıtılamıyor olması. Şu hali ile orta gelir seviyesindekileri zorlayacak bir tablo ile karşı karşıyayız. Öyle ki; matematik hesabına göre asgari ücret yeni vergi artışı ile 1404 TL altına düşüyor. Bu durumun yaratacağı huzursuzluğu bertaraf etmek için ise torba yasaya ek bir madde konarak, asgari ücretin 1404 TL’nin altına düşmesi engelleniyor. Asgari ücretli yıl sonuna kadar bu rakamın altına düşmeyecek. Bu düzenleme 2017 yılı için geçerli sonrası için tekrar bakılacak.
Motorlu taşıtlar vergisinde ise %40 ile maliye bakanlığı kâbus gördürdü, son dakikada ufak bir indirim ile pozitif bir hava yaratılır mı belirsiz ama her halükârda artış oranı çok fazla. Ücretliye gelecek ek vergi yükü ise MTV ’den önemli. Bu artış, huzursuzluğun geniş bir tabana yayılmasına olacak gibi görünüyor.
İşin bilişim tarafında ise “indirimmiş” gibi sunulan bir değişim söz konusu. Eski adıyla “Deprem Vergisi” sonralarda, “Özel İletişim Vergisi” olarak hayatımızda kalıcı yer edindi. İletişim hizmetlerine uygulanan %5’lik ÖİV, yeni düzenleme ile %7.5’a yükseltiliyor. “İletişimde farklı vergi dilimleri tek orana eşitleniyor” gibi sunulsa da, sayısal olarak %5 ÖİV’ye muhatap daha fazla. Yani bilişim kalkınsın derken vergi ile cezalandırılmanın oranı yükseltildi. İşin daha trajikomik tarafı ise internet satın alarak hizmet üretenlerin ödediği vergi de artmış oluyor. Sadece son kullanıcı değil hizmet üreticisinin ham maddesinin vergi yükü de arttırılmış oluyor. Bu artış sonrası hem internet hizmetlerinin üretici maliyeti, hem de son kullanıcı vergi oranı ile toplam maliyet 2 kere yükseltilmiş oluyor.
Sektörel Vergi İndirimi
Beyaz eşya ve elektrikli ev aletlerinde ÖTV’nin sıfır, mobilyalarda KDV’nin %8 olarak uygulanması 30 Eylül’e kadar uzatılmıştı. İyi idi hoş idi ama muafiyet süresi doldu. Peki şimdi ne oldu? Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç ve İnegöl Mobilya Sanayicileri Derneği (İMOS) Başkanı Yavuz Uğurdağ, sünger maliyeti ve mobilya üretimindeki genel girdi maliyetlerdeki artıştan yakınıp, mobilyada %30-%35 zammın kaçınılmaz olduğunun bilgisini verdiler. Sonuçta muafiyet döneminde indirim vatandaşa ne kadar yansıtıldı bilinmez ama muafiyet bitince ciddi bir zam vatandaşın cebini yakacak gibi görünüyor. Çıkarılması gereken ders ise vergide sektör kayırmanın ne kadar yanlış olduğu. Bir sektöre muafiyet tanınınca diğerleri de talepkâr olduğu gibi sağladığı yararda mevsimlik grip aşısı etkisinde. Aynı kredi garanti fonunun dağıttığı paralar veya SGK prim ödemelerinin 9 ay ötelenmesi gibi anlık mutluluk kaynakları.
Şubat 2017 sayılı “9 Ay Sonrasını Düşünen Kahraman Olamaz” yazımda aynen şöyle yazmıştım: “9 ay sonra ülkede nasıl bir bolluk olacaktı ki çift SGK primi ödenebilecekti? İşveren detaylar üzerinde çok durmadı/duramadı. Ya kısmet dedi…”
Günler haftaları kovaladı, sonunda gördük ki sadece gün kurtarılmış, işin maliyeti katma değerli şekilde vatandaşa yansıtılmış. Yine Şubat yazımda bir de SGK affı öngörmüştüm, bu gidişle onunda eli kulağında… Çiftte SGK primleri ödenemeyince 2018’de bir SGK affı kapıyı çalabilir.
Belki de bu vergi algı işlerinde doğru yöntem budur. Plansızlık da bir planın parçası! Ne demiş Latin edebiyatının ünlü ozanı Horatius; “Carpe Diem”. Anı yaşa! Yani taktik-maktik yok, bam bam bam!

]]>
https://daghan.com/yaniyoruz-sondurecek-var-mi.dgn/feed 0
Bu Estonya Artık Hoşaf Tadı Verdi! https://daghan.com/estonya-artik-hosaf-tadi-verdi.dgn https://daghan.com/estonya-artik-hosaf-tadi-verdi.dgn#respond Wed, 06 Sep 2017 15:57:41 +0000 https://www.daghan.com/?p=4749 “EKOMETRE Yıl 16 Sayı 421 – Eylül 2017”
Elektronik kripto para birimleri son dönemde oldukça popüler. Genelin kulak aşinalığı olan Bitcoin yanında Ethereum, Litecoin ve yüzlerce farklı isimde kripto para piyasada işlem görüyor. Kripto para kavramı, dünün konusu olmasa da dalgalı değerlenme potansiyeli ile ulusal basının da “sabun köpüğü” haberleri ile kendine yer bulabiliyor. Geleneksel basının özellikle teknoloji konusundaki “göz kanatan” teknoloji haberleri, konunun uzmanlarını sinir etse de ulusal mecralar haber yapıldıkça elektronik paraların değeri artmaya devam ediyor. Sonuçta reklamın iyisi kötüsü olmuyor…
Gerçek para ile satın alınarak giriş yapılan kripto para ile değer dalgalanmasına dayalı al/sat yaparak gelir elde edenlerin sayısı artıyor. Ama sonuç olarak elektronik para sistemlerinin geleceği sadece yatırım amaçlı kurgulanmış değil, gelecekte hayatımız içinde daha çok kullanılacak olması beklenen ve planlanan bir sonuç.
Devletin bastığı kâğıt paraya rakip olan elektronik paranın neden yükselişte olduğunun ise çok basit bir cevabı var. Özgürlük! Kripto para sisteminde, yapılan transferler herkese açık olarak izlenebilse de transferi kimin yaptığının bulunması transfer sahibi kendisini açık etmiyor ise kolay değil.
Estonya, “Estcoin” adını verdiği kendi kripto parasını çıkarıyor.
Estonya son dönemde bilişime yaptığı yatırım ile sürekli gündemde. Estonya iki buçuk yıl önce “e-vatandaşlık” adı verilen bir uygulama başlatmış ve yatırımcılar aldıkları dijital kimlik kartı ile uzaktan tüm bankacılık ve şirket kayıt işlemlerini yapabilir hale gelmişti. İnternet sitesi üzerinden form doldurup, kart bedelini ödeyen herkes Estonya’da şirket kurabilir hale gelirken, 22 binden fazla kişi programa kayıt oldu. Bu kartlar ile oturduğunuz yerden Estonya merkezli kurulan şirketler ise vergiden muaf olduğu için ciddi avantaja sahipler.
Tezgahını vatandaşının sırtına vurduğu ağır vergi sistemi ile döndüren bizim gibi ülkeler ise bu gelişmeleri burun bükerek izleyedursun, Estonya’nın yeni silahı “Estcoin” ile tanışmaya hazır olsunlar. Elektronik para hamlesi ile Estonya, yatırımcısının elde ettiği karı ülkelerine sokmalarını oldukça kolaylaştıracak imkanlar sunmak üzerine geliştiriliyor. Devlet alacaklarını kendi elektronik para birimi ile almayı hedefliyor, ülke içinde de bu paranın kullanıma açılması planlanıyor.
Hoşaf
TRT Haber’de yayınlanan “Bir Fikrin Mi Var” isimli yarışma programında ki “Organik Hoşaf” isimli proje ile ilgili sosyal medyada bir dünya yazıldı çizildi. Hep şikayet ettiğimiz sosyal medyanın kontrolsüzlüğü yine kendini gösterdi. Proje, yarışmayı kazanamamasına rağmen bu tip bir algı oluşturulmuştu. Organik hoşafın yeni bir icat olmaması hatta market raflarında bulunabilen ambalajlı alternatif ürün varken yeni diye sunulması hatalıydı. Bu denli ağır eleştiri yapılması doğru mu diye düşünüyordum ki “Organik Hoşaf” projesinin sahibi bayana bir başka ulusal kanalda rastladım. “Beni kıyafetimle ve inancımla eleştirdiler!” cümlesini duyduğumda hoşafın tadı azıma geldi ve programa monte edilen bu projenin gerçek bir “proje” olduğunu anlamış oldum. Toplumsal ayrışmayı bu denli kaşıyan işlerin son dönemde artıyor olması, bu konularda daha hassas olunması gerektiğini bir kez daha gösterdi.
Tabii biz hoşafın tadını düşünürken birileri de ülkesini kalkındıracak yeni projelerini açıkladı. Hoşaf moşaf derken de on günlük tatili patlattık. Oh ülkece en çok ihtiyacımız olan şeye kavuştuk yahu!
Şimdi soruyorum; sizce de bu estonlar yaptıkları işler, icatlar ile hoşaf tadı vermedi mi?

]]>
https://daghan.com/estonya-artik-hosaf-tadi-verdi.dgn/feed 0
007 Maliye, Şirketlerin Peşinde! https://daghan.com/maliye-sirketlerin-pesinde.dgn https://daghan.com/maliye-sirketlerin-pesinde.dgn#respond Fri, 14 Jul 2017 07:44:43 +0000 https://www.daghan.com/?p=4737 “EKOMETRE Yıl 16 Sayı 419 – Temmuz 2017”
İnternetin sağladığı imkanlar sayesinde oturduğumuz yerden mobilya, giyim ve akla gelebilecek her kategoride alışveriş yapabiliyoruz. Hatta gündelik market alışverişi için bile interneti tercih edebiliyoruz. Domatesi, sivri biberi internetten almak kimilerine garip gelse de internetten market alışverişi çalışanlar için metropollerde hayat kurtarıcı bir çözüm… Vakit darlığından öte tek başına yaşayanlar için market torbalarını taşıma zahmetini ortadan kaldıran e-market siteleri sayesinde ürünün en kalitelisi kapıya kadar geliyor, daha ne?
E-ticaret öyle güzel böyle güzel ama her güzelin bir kusuru olur misali yurtdışı merkezli ürün ve hizmet satanlar Türkiye’ye yaptıkları satışlar için Türkiye’ye vergi vermiyor. Hal böyle olunca maliyenin dikkati yapılan bu ticaret üzerine yoğunlaşıyor. Geçtiğimiz günlerde Booking.com için alınan kararla Türkiye’deki oteller için yapılan rezervasyonlar durdurulmuştu. Karar sonrası zaten sıkıntılı günler yaşayan turizm sektörü, karara kazan kaldırsa da bugün için bir çözüm yolu bulamamıştı.
Şimdi ise maliye, ürün satışı yapanlar yanında hizmet satan ve Türkiye’de merkezi olmayan şirketlerden vergi almanın yolunu arıyor. Maliye, yurtdışı merkezli firmaların Türkiye’de vergi mükellefi olmasını sağlayamadığı için ürün ve hizmet satışlarından doğan vergiyi nasıl alabileceğinin yeni yollarını arıyor. Açıklanan yeni yöntemle Maliye, tahsilat aşamasında banka kanalıyla yapılan tahsilattan stopaj kesintisi yapmak gibi dahiyane bir fikir geliştirdiğini açıklıyor. Kredi kartından yurtdışına doğru ödeme yapılırken Türk bankacılık sistemi üzerinden yapılacak peşin kesinti ile ödeme eksik gönderilerek açık kapatılmak istense de bu hareketin iki sonucu olacağı kesin: 1- Ödemesini eksik alacak olan şirketler, Türkiye’yi kara liste yapıp ürün ve hizmet satmazlar. 2- Türkiye’den yapılan alışverişlerde stopaj tutarı ürün fiyatlarına eklenir. Yurtdışı şirketlerin Türkiye pazarını kaybetme riski, mükellef olup bir sürü vergi vermekten daha zahmetsiz. Bunun en iyi göstergesi mahkeme kararı ile birlikte Türk otellerine rezervasyonu durduran Booking örneğinden görülebilir.
Yurtdışı şirketler neden Türkiye’de şube açmak istemiyor?
Yurtdışı şirketlerin Türkiye’ye gelmeme sebebi; siyasi, yargı sistemi veya istikrar konusundaki endişeler olabilir. Ama bundan daha büyük problem, vergi sistemimizin kendisi. Vergilendirmedeki ve finansal alandaki karmaşıklık hem yerli hem yabancı yatırımcı açısından ülkede iş yapma konusundaki en önemli sorun.
“Financial Complexity Index 2017” raporuna göre; finansal alanda karmaşanın ve uyumsuzluğun en yüksek olduğu ülke Türkiye. İkinci sıradaki Brezilya’yı İtalya, Yunanistan, Vietnam, Kamboçya, Çin, Belçika ve Arjantin izliyor. Hindistan’ın 10’uncu olduğu Finansal Karmaşıklık Endeksi’nde Fransa 11’inci, Bolivya 12’nci, Arnavutluk ise 13’üncü sırada yer alıyor.
Araştırmayı yapan Hollandalı şirket (Vay Hollandalılar!) Türkiye’nin karmaşa listesinde ilk sırada olmasını şöyle özetliyor: Türkiye’deki muhasebe şirketleri, yapılan her işlemin kağıt çıktısını elinde tutmak zorunda ki sonradan başlarına bir iş gelmesin! Şirketlerin faaliyet kodları sürekli değişiyor, güncelleniyor. Bu değişim çoğu zaman takip edilemez duruma geliyor. Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), Özel İletişim Vergisi (ÖİV), Damga vergisi, Deprem vergisi gibi yerel uygulamalar uluslararası şirketler için anlamsız.
Gelişmiş ülkelerde vergi konusu beyana esas bir konu olduğu gibi seneye vereceğin vergiyi bu yıldan tahsil etmeye çalışan peşin vergi gibi garip uygulamalar da yok. Yine şirketin ödediği vergi sonrası ortakların kasadan para alırken bireysel olarak tekrar vergilendirilmesi gibi bir uygulama da söz konusu değil. Zaten tüm bu uyumsuzluklar nedeniyle, Türkiye’de vergi sistemi bir türlü dikiş tutmuyor, “af” çıkartılarak durum toparlanmaya çalışılmıyor mu?
Yasaklama, engelleme asla çare değil. Maliye’nin bankacılık sistemi, fatura, kredi kartı üzerindeki aşırı kontrolü bile bu işleri çözmeye yetmiyor. Sistemi kolaylaştırmak, yabancıyı burada ticaret yapabilir hale getirmek doğru olan olacaktır. Aksi durumda bu zihniyet ile, olan yine biz tüketicilere olacak…

]]>
https://daghan.com/maliye-sirketlerin-pesinde.dgn/feed 0
9 Ay Sonrasını Düşünen Kahraman Olamaz (mı?) https://daghan.com/sgk-prim-ertelmesi.dgn https://daghan.com/sgk-prim-ertelmesi.dgn#respond Fri, 10 Mar 2017 13:28:45 +0000 https://www.daghan.com/?p=4667 “EKOMETRE Yıl 16 Sayı 414 – Şubat 2017”

Her zamanki gibi ayın son günü, mesainin son saatinde işverenler SGK prim ödemesi yapmak üzere sisteme girdiğinde aylık prim ödemelerinin olması gerekenden düşük olduğunu gördü. Gözler fal taşı gibi açıldı! Aslında haber sürpriz değildi. 08.12.2016 tarihinde yapılan Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında SGK primlerinin 9 ay ertelenmesi kararı alınmıştı. Buna göre de Ocak prim ödemeleri Ekim’e, Şubat ödemeleri Kasım’a, Mart prim ödemeleri de Aralık 2017 tarihine ertelenmişti. Gündemi çok yakından takip etmeyenler için Ocak’ın sürprizleri bu kadarla kalmıyordu. 2016 sonunda yapılandırılan vergi borçlarının 2. taksit ödemesi de üç ay ötelenmişti. (Neyse ki vergi affı taksiti 3 ay ötelendiğinde SGK gibi üst üste pişti olmayacak, faizsiz şekilde tüm taksitler kaydırıldı)

“Vergi affının taksit öteleme affı”, taksit ödemesi yapacakları mutlu etti. Ama 9 ay sonra ülkede nasıl bir bolluk olacaktı ki çift SGK primi ödenebilecekti? İşveren detaylar üzerinde çok durmadı/duramadı. Ya kısmet dedi…
İsteyen istemeyen herkesin primini 9 ay ötelemek, çift ödeme ile affa giden sürecin de tohumlarını atmış oldu. Öteleme, isteyene uygulanacak şekilde bir düzenleme ile yapılsaydı, ödeme gücü olan düzeni bozmadan primini ödeseydi?
-Madem ödeme gücü olan var, ödeyeceği primi kenara koysun, 9 ay sonra ödesin!
Maalesef bu makine öyle çalışmıyor. Ocak’ta affedilen prim, 1 Şubat’ta çoktan yerini, adresini bulmuştu. Ülkede kenara SGK primini istifleyecek işveren varsa da helal olsundu…

Velhasıl kelam sonuç olarak ÖTV indirimi gibi bonkör ikramlarla birlikte piyasaya hareket getirilmek isteniyor. Sonuçta ne demişler? Sinir sahibi olmaktansa para kaybetmek daha iyidir.

Cep Ülkelerinde, Genç Girişimciler
Geçtiğimiz yıllarda Ruslar, Almanlar, İngilizler bizim turistik bölgeleri domine ederken, yerli emekli turist Türkiye’deki yükselen tatil maliyetinden şikayet edip, gücü nispetinde 9 taksit Avrupa’yı gezmeye başladı. Dönüşte sosyal medya hesapları heykel, müze fotoğrafları ile doldu taştı. Paket turcular maliyet artmasın diye ufak tefek ne kadar ülke varsa bizimkileri bir güzel gezdirdi. O zamanlarda olaya turistik gezi gözüyle bakarken son aylarda işin rengi değişti emekliler yerine girişimciler bu ufak tefek ülkelere daha bir dikkatli incelemeye başladı. “Falanca ülkede iş nasıl kurulur?”, “Filanca ülkenin vergi sistemi nasıl” diye onlarca sosyal medya grubu kuruldu. Nasıl, niçin derken girişimciler ülkeyi terk etmeye başladı…
Genç girişimcilerin Türkiye’deki bir derdi vergi. Daha yıl sonu kazancını görmeden tahakkuk eden “Geçici Vergi”, KDV, SGK, Bağ-Kur iş yapmayı zorlaştıran unsurlar. Tüm bu giderler toplanınca şirket sahiplerinden yıllık %45’e yakın bir vergi alınıyor. Ama 45.339 km²’lik cep ülkesi Estonya’da tüm bu vergiler %0! “Nasıl yahu vergi yok mu?” Vergi var ama şirketinizden para çekmek isterseniz var. Yani şirketinizi büyütmek isteyip, kasadan para almadığınız sürece herhangi bir vergi ödemiyorsunuz. Şirketiniz için yatırım yapmanızla ilgili bir kısıtlama yok. (Tafsilatlı bilgi için bkz: “Arama Motoru”)
Bu imkandan faydalanmak için ise oturduğunuz yerden, internet üzerinden 100 Euro masrafla bir e-vatandaşlık almak yetiyor.
Estonya’ya gitmeden AB ile iş yapabilen bir şirket sahibi oluyorsunuz. Eğer gemileri yakmak isterseniz şirketin verimine göre oturma izinleri için çeşitli imkanlar mevcut.

Estonya gibi Hollanda hatta Brexit öncesi Ankara Anlaşması ile İngiltere’ye göç edenler, şirket süreçlerini tamamlamış veya zaten işi oralarda kurup devam ettirenler. Burada umutsuzluğa kapılıp işi dışında kendini de başka ülkelere taşımasının şöyle bir zararı var; İlk, orta, lise, üniversite bu ülkenin kaynakları ile okullarda okuyan ve iş yapma yeteneğine kavuşan, eğitimli, girişken, kafası çalışan gençler, hayata hazır bir şekilde başka bir ülkeye göç ediyor. Girişimin en sevmediği şey olan belirsizlik ve tutarsızlık işte burada karşımıza çıkıyor. Ekonomi profesörü olmaya gerek kalmadan görülebilecek risk ve hatalar küçük girişimciye nefes alma alanı bırakmıyor.

“Yahu bir SGK prim ötelemesinden nerelere geldin?” diyorsunuzdur ama işte bu belirsizlikler ülkenin sadece 9 ay sonrasını çalmıyor, geleceğini de çalıyor.
Göç uzmanı Prof. İbrahim Sirkeci’nin şu tespiti ile bitireyim:
“Entelektüel olan, sanata dair, eleştiriye dair her şeyi baskılamaya çalışmanın, aşağılamanın ve siyasete tabi kılmanın varacağı nokta, Ege’de ve Akdeniz’deki eski Yunan ve Roma kalıntılarını bombalamaya kadar gidebilir. Çoraklaşmanın tam karşılığı budur. Beethoven, Marx, Balzac, Tolstoy, Çehov, Fazıl Say, Nazım Hikmet, Aziz Nesin devreden çıktığında elinizde sadece Keloğlan kalır.”

]]>
https://daghan.com/sgk-prim-ertelmesi.dgn/feed 0
Bilişime %50 vergi indirimi https://daghan.com/datacenter-vergi-indirimi.dgn https://daghan.com/datacenter-vergi-indirimi.dgn#comments Fri, 06 Jul 2012 19:38:35 +0000 https://www.daghan.com/?p=1119 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın kanunlaşarak, yürürlüğe girdiği 15.06.2012 tarihinden itibaren yurtdışı firmalara yazılım, callcenter, web hosting ve veri merkezi konularında sunulan hizmetler için düzenlenen faturalarda %50 vergi indirimi sağlandı.

Hali hazırda yurtdışı satışlarda kdv oranı %0 iken, yeni düzenleme ile bu satışlardan elde edilen gelirlerden alınan vergide de yarı oranda indirim yapılmış oldu.

Özellikle yurtdışı internet trafiğininTürkiye’ye getirilmesi konusunda Türk Telekom tarafından yapılan veri merkezi kampanyaları sonrası sağlanan bu vergi avantajı ile de yurtdışına veri merkezi,barındırma konularında hizmet sunulması özendirilmiş oldu.

Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50’si.

Bu indirimden yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi şarttır. Bu bentte yer alan oranı, hizmet alanları itibarıyla sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya Bakanlar Kurulu, bu bendin uygulamasına ve denetime ilişkin usul ve esasları belirlemeye ilgili bakanlıkların görüşünü almak suretiyle Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Kanunlaşan, kanun tasarısı 32. madde ğ bendinde yer alan yukarıdaki metne buradan ulaşabilirsiniz.

]]>
https://daghan.com/datacenter-vergi-indirimi.dgn/feed 1