tib – Daghan.com – Gerekirse YAZARım https://daghan.com Teknoloji, sosyal medya, veri merkezi (datacenter) üzerine Wed, 27 Jan 2021 23:35:16 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.2.2 https://daghan.com/wp-content/uploads/2020/06/logo.ico tib – Daghan.com – Gerekirse YAZARım https://daghan.com 32 32 TİB İnternet Daire Başkanı: "Siteleri filtreleme mümkün değil!" https://daghan.com/guvenli-siteleri-filtreleme-mumkun-degil.dgn https://daghan.com/guvenli-siteleri-filtreleme-mumkun-degil.dgn#respond Wed, 13 Apr 2016 08:33:54 +0000 https://www.daghan.com/?p=4090 Twitter, Facebook gibi etkinliği yüksek ve güvenli iletişim sağlayan sitelerdeki içeriklerin çıkartılmasında başarılı olamayan TİB; bu siteleri filtrelemenin mümkün olmadığının bilgisini veriyor. Siteniz Türkiye’de barınıyor ise kapatılırken, siteler yurtdışında ise ve ünlü siteler ise mahkeme kararı uygulanamıyor.
İnternetle ilgili yasal düzenlemelerin; bilişim dernekleri, konuyla ilgililer(erişim sağlayıcılar, içerik sağlayıcılar) ve hukukçuların geniş katılımıyla hazırlanması gerektiğini, internet gibi sürekli büyüyen, teknik olanakları gelişen bir sistem için alelacele yasal düzenlemelerin ne kadar zararlı olabildiğini sürekli konuşuyoruz, anlatıyoruz…
Konuşmasına konuşuyoruz da kaybolup giden sadece sesimiz değil, ülkenin zamanı, bilişim güvenliği ve milli kaybımız oluyor. Yasal dayanağı olmamasına karşın yavaşlatılan sosyal medya erişimi, tüzüğü iptal olmuş ama çalışmasına devam eden erişim sağlayıcıları birliği (ESB), bir siteyi kapatayım derken koca platformları kapatanlar, fibere yapması gereken yatırımı yapmayıp fiberleyenler ve yurtdışı internet bağlantısını pamuk ipliğine bağlayıp siber saldırılarda havlu atanlar… Her hafta buna benzer yeni bir haberle beni yazısız, ülkeyi internetle ilgili gündemsiz bırakmıyorlar.
Türk İnternet sitesindeki habere göre TBMM Kit Komisyonunda yapılan görüşmeler sırasında, TİB İnternet Daire Başkanı Ahmet Kılıç’a, “Fuat Avni kim, hakikaten bulunamıyor mu, ulaşılamıyor mu ?” sorusu yöneltilince; “Fuat Avni’nin hesabının filtrelenmesi teknik olarak mümkün değil, dünyada böyle bir teknoloji yok. Fuat Avni kendini saklayabiliyor. Bu özelliği var, engellememiz mümkün olmuyor” diye cevap veriyor.
Cevap teknik olarak doğru bir cevap olmakla birlikte, başı https ile başlayan güvenli sitelerde adres (URL) tabanlı bir filtreleme, iletişim kriptolu yapıldığı için mümkün olamıyor. Bu yeni keşfedilmiş bir durum olmamakla birlikte HTTPS protokolünün oluşturulma sebebi de aslında tam olarak bu. Sunucu ile browser arasındaki trafiğin şifreli aktarılması ile araya girenler trafiği dinlese bile aynı dilde konuşmadıkları için server, browser ikilisinin ne konuştuklarını anlamaması.
5651 sayılı interneti düzenleyen yasamızdaki son eklemeler ile bir internet sitesindeki içerikle ilgili bir kapatma kararı alındığında bunun teknik olarak mümkün ise ilgili sayfa, ilgili sayfa için mümkün olamıyor ise sayfa yayıncısına haber verilmesi, yine içerik kaldırılamıyor ise (site https ise) tüm site için kapatma uygulanması yasal olarak belirlenmiş durumda.
Erişim kapatma yolu yöntemi yasada tarif edilmesine rağmen, neden büyük sosyal medya siteleri için uygulanamıyor/uygulanmıyor?
Çünkü internetin sosyal medyadaki bel kemiği Twitter, Facebook gibi sitelere Türk adaleti etki edemiyor. Uluslararası kabul görmüş suçlar için içerikler çıkartılabiliyorken siyasi,düşünceye yönelik veya canlarının istemediği içerikleri Amerika merkezli bu siteler çıkartmayı tercih etmiyor. Bu konuyu da aynı kit komisyonunda TİB İnternet Daire Başkanı Kılıç şöyle açıklıyor:
“İnternette HTTP ve HTTPS tipi yayın var. HTTPS yayın, kriptolu bir şekilde gidiyor ve filtre cihazı onu okuyup filtre edemiyor. Dolayısıyla, bir erişim engelleme kararı alınmış olsa dahi, doğrudan o hesabı erişim sağlayıcılar engelleyemiyor. Tek seçenek Twitter’a bildirimde bulunuyoruz. Twitter bunu çıkarıyor, bazen de çıkarmıyor. Epeyce çıkarmadığı var. Politikalarından falan bahsediyorlar. Bunların yurt içinde yetkilisi de yok. Zorlayacak uygulama yapılamıyor. İnternet’te, yasa dışı içeriklerle mücadele, kişilere, faillere ulaşma konusunda, teknik olarak kişinin kendini saklayabilme özelliği bulunduğu için bunları gerçekleştirmek mümkün olmuyor.”
Şimdi konuyu nereden değerlendirelim?
Teknik olarak kapatılması mümkün olmadığı bilinmesine rağmen yasaya site kapatmasının eklenmesi ve hakimlerimizin zor durumda bırakılması açısında mı?
Yoksa Hakim kararını uygulamayan TİB, ESB açısından mı?
Yoksa daha vahim ve üzücü olanı bir internet sitesinin Türkiye’de barınıyor ve hizmetini Türkiye’den almayı tercih ediyor, hizmet bedelini ve vergisini ülkesine ödüyor olması açısından mı?
Türkiye’de internet sitesi barındırmanın cezalandırıldığı bu durumu ortadan kaldırmanın yolu ise herşeyi kapatmak değil, uygulanamayacak yöntemleri teknik doğruluk ile yasaya eklememek. Yani yasa yaparken bu işi bilenlere, yasadan dolayı haksız yere canı yanacaklara danışmak!

]]>
https://daghan.com/guvenli-siteleri-filtreleme-mumkun-degil.dgn/feed 0
Haydi Sektörü Büyütelim! https://daghan.com/veri-merkezleri-nasil-gelisir.dgn https://daghan.com/veri-merkezleri-nasil-gelisir.dgn#comments Fri, 01 Nov 2013 20:16:13 +0000 https://www.daghan.com/?p=2578 Bloğumda zaman zaman veri merkezi sektöründeki gelişmeleri ve sektörün gelişmesi için gerekenleri paylaşıyorum. Farklı yazılarda dile getirdiğim dikkat çekici noktaları bu sefer bir araya toplayarak bu konuda bir farkındalık yaratmaya çalışacağım.

Veri merkezi nedir?

Veri merkezi, daha çok konuyla ilgilenenlerin, daha doğrusu işi düşenlerin tanışıp, bildiği  ama aslında;  hayatımızda internetin öneminin artması ile birlikte artık tüm sistemin ana dişlisi haline gelmiş bir oluşumdur. Veri merkezleri içinde bulunan sunucularda şirketlere ait internet siteleri, e-posta adresleri, bir iki tıklamayla uygun fiyatla alışveriş  yağtığınız e-ticaret siteleri, paylaşım yaptığımız sosyal medya siteleri barındırılmaktadır. Yine boş vakitlerin internet başında değerlendirildiği saatlerde ziyaret edilen radyo, film, multimedya siteleri, fal oyun içerikleri kısacası internette “Enter” tuşuna bastığınız an karşınıza ne geliyorsa veri merkezi içinde barındırılmaktadır. Veri merkezi internet içeriğinin fiziksel olarak sunulduğu ve depolandığı evi konumundadır.

Veri merkezlerinin stratejik önemi.

10 yıl önce yurtdışı ile aramızdaki kısıtlı kapasitedeki fiberoptik kablolar hain gemilerin çapaları tarafından koparıldığında kullanıcılar internet erişiminin yavaşlamasından pek bir muzdarip olmuştu. Yaşanan bu kazanın etki alanı ise yavaş açılan web siteleriydi. Hayatın internete daha çok kayması ile birlikte artık konu yavaşlama değil verinin güvenliği oldu. Artık cüzdanımızın çalınması ile sosyal medya hesabımızın ele geçirilmesi bizim için aynı kefede…
Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı’nın , Yahoo ve Google şirketlerinin ana iletişim hatlarına gizlice girerek, buralardaki verileri kopyaladığını bildirmesi üzerine, kullanıcılar dinleme mağduru google gibi şirketlere ait internet servislerini kullanıp kullanmamayı bir kez daha gözden geçirmeye başladılar. Ancak bu noktada alternatif olarak görülen diğer şirketlerin yine başka bir ülkede barınıyor olması yağmurdan kaçarken doluya tutulma ihtimalini de güçlendirdi. İnsanların zamana yayılarak ürettiği verinin parayla ölçülemez değeri, bu verilerin yerel seviyede kalması gerekliliği bu haber ile bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu. (Haberin Detayı)

Bir iki dokunuş.

Türkiye’deki çoğu alanda olduğu gibi veri merkezleri açısından da çok parlak bir iklim bulunmuyor. Döviz kurları, finansal kaynakların yetersizliği, iş hacminin yerel ve dar olması, regülatif düzenlemeler ve erişim maliyetlerindeki yüksek fiyatlama işin büyümesine engel. Sorunun çözümü için ise düşmanı tanımak, analizi iyi yapmak önemli. İşte benim önerilerim:
[ordered_list style=”decimal”]

  1. Enerji Maliyetleri Düşürülmeli
    Ülkemizdeki enerji birim fiyatının, milli gelire oranının gelişmiş ülkelerin üzerinde olduğu bir gerçek. Ancak veri merkezleri açısından çözülmesi  gereken esas sorun  bilişim sektörünün bir sanayi olarak görülmemesi. Bu yüzden Sanayi Sicil belgesi alan işletmecilere uygulanan ve %27’ye varan enerji indirimi veri merkezleri için uygulanamamakta. Veri merkezlerinin ana giderlerinden olan enerjide indirim büyük önem arz ettiğinden bu sektöründe artık bir sanayi olarak görülmesi şart.
  2. İnternet Erişiminde Özel İletişim Vergisi
    Sonunda katma değerli bir hizmet ortaya koyan veri merkezleri internet erişimini satın alırken %5 öİV ödemek durumunda kalmaktadır. Ancak sonuçta elde edilen ürün,  internet erişim hizmeti olmadığından, satış sırasında %5 ÖİV müşteriden tahsil edilememektedir. Az gibi görülen bu %5 maliyet farkı Avrupa ile rekabette euro centlerin konuşulduğu bir ortamda maliyet farkı oluşturmaktadır.
  3. Hasılat Üzerinden Ödenen Vergi ve Yükümlülükler 
    Ülkenin ana internet servis sağlayıcısı konumunda olan Türk Telekom, veri merkezlerine özel avantajlı “veri merkezi erişim kampanyaları” yapmaktadır. Ancak avantajlı fiyatlardan erişim hizmeti almak isteyen veri merkezinin toptan tarifeden yararlanabilmesi için internet servis sağlayıcı olarak yetkilendirilmiş olması gerekmektedir. Asıl işi erişim satmak olmayan veri merkezi bu avantajlı tarifeden yararlanabilmek için BTK’dan yetkilendirme almak durumunda kalmaktadır. Aslında vermediği bir hizmetin gerekliliklerini yerine getiren veri merkezi şirketleri, internet erişim hizmeti satan şirketler için uygulanan yıllık hasılattan %0.35 BTK katkı payı ve yine toplam ciro üzerinden %1 oranında “Evrensel Hizmet Fonu” ödemek durumunda bırakılmaktadır. Bu noktada bir mevzuat düzenlemesi yapılarak veri merkezleri için özel bir sınıflandırma getirilmelidir. Aslında hem veri merkezi işletmecileri hem de erişim sağlayıcıları açısından ülkemizde internetin gelişmesini bu kadar istiyor iken neden toplam hasılattan ek vergi çıkartıldığı tekrar masaya yatırılmalıdır.
  4. Otosansür Baskısı ve İçerikle İlgili Regülatif Düzenlemeler.
    Şu an halen geçerli 5651 sayılı kanun hükümlerinde veri merkezi için bir kategorilendirme yapılmadığından veri merkezleri yer sağlayıcı olarak sınıflandırılmaktadır. Genellikle müstakil web sunucuları kiralamak sureti ile müşterilerine hizmet veren veri merkezlerinin, bu sunucular içindeki içeriklere müdahaleleri teknik olarak mümkün olmadığı gibi, müşteri sunucularına yetkisiz erişim ve müdahale yasal olarak suçtur. Ancak özellikle TİB ayağında veri merkezlerinde barındırılan uluslararası içerikler dahil olmak üzere müstehcenlik suçlaması ile savcılık kanalıyla suç duyurularında bulunulmaktadır. Uluslararası seviyede tüm dünyada yasak ve kabul edilmeyen olarak nitelendirilmiş içerik net olarak belirlenmiş durumda iken müstehcenlik gibi ucu açık, ülkeden ülkeye, toplumdan topluma değişen bir konu hakkında sürekli şikayetler yapılarak, yurtdışı müşterilere hizmet verilmesi engellenmekte ve firmaların bu tarz içerikleri barındırmadan, içeriği daha bilmeden reddetmesi talep edilmektedir. Yasa gereği sadece tanım olarak “yer sağlayıcı” olan veri merkezi, hukuk nezlinde suça yer sağlayan olarak tanımlanmaya gayret edilmektedir. Ülkemizde 1000-3000 aralığında sunucu barındıran veri merkezleri büyük veri merkezi olarak sınıflandırılırken, yurtdışında sadece bir veri merkezinde 20.000’e yakın internet sunucusu barındırılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında yurtdışı veri merkezleri içinde de bulunması olası içeriklerden ötürü bu veri merkezleri ülkemizde yapılan şikayetlerde not düşüldüğü gibi “suçun odak noktası mıdır?” Özellikle uluslararası pazardan müşterilerinin ülkemizden hizmet alabilmesi, dünya internet devlerinin sadece reklam şirketlerini değil, içeriklerini ülkemizde barındırabilmesi için bu konuda anlayış/zihniyet değişimi gerekmektedir.

[/ordered_list]
Görüldüğü gibi Türkiye’de veri merkezlerinin büyümesi, uluslararası kalitede hizmet vermesinin önünde basit düzenlemelerle aşılacak engeller bulunmaktadır. Ülkemiz; bölgede internet toplama noktası olmaya aday, bu alanda daha çok gelir ve kaliteli istihdamı arttırmak  isteyen bir oyuncu ise dünyadaki içeriğin özgürce barındırılabileceği bir iklimi oluşturmak zorundadır.
[quote]Gelecekte dünyanın jandarması; silahı güçlü, parası bol olan değil, veriyi ve bilgiyi iyi yönetenler olacaktır…[/quote]

]]>
https://daghan.com/veri-merkezleri-nasil-gelisir.dgn/feed 4
Yer Sağlayıcıya Sansür Baskısı https://daghan.com/yer-saglayici-hukuki-surec.dgn https://daghan.com/yer-saglayici-hukuki-surec.dgn#respond Fri, 30 Aug 2013 13:17:06 +0000 https://www.daghan.com/?p=2153 İnternet ile 12 Nisan 1993 tarihinde, Ankara Washington arasında kurulan ilk kiralık devrenin yardımıyla tanışan Türkiye’de bugün; 40 milyona yakın internet kullanıcısı, bu kullanıcılara hitap eden milyonlarca internet sitesi ve bu internet sitelerine barındırma hizmeti veren yüzlerce yer sağlayıcı bulunmaktadır.

İnternet Kanunu (5651)

İnternete ilişkin özel hukuki düzenlemeler, aralarında ABD, Almanya, Fransa, İtalya ve İngiltere’nin de yer aldığı ülkelerde 80’li yıllar ile 90’lı yılların başlarında yapılırken Türkiye bu konudaki gereksinimini ancak 2007 yılında karşılayabilmiştir. 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun (nam-ı değer İnternet Kanunu), 23 Mayıs 2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yürürlüğe giren bu kanun ve ülkedeki iletişim için gerekli düzenlemeler ve mevzuat denetimleri ise Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından yapılmaktadır.

5651’de Kim Kimdir?

Kanun ile içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları belirlenmiştir. Buna göre;

“İçerik Sağlayıcı”; İnternet ortamı üzerinden sunulan her türlü bilgi veya veriyi üretmek, değiştirmek ve sağlamak, içerik sağlama faaliyetini yapan olarak tanımlanırken,
“Yer sağlayıcı”; Hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişiler olarak tanımlanmaktadır.

Yapılan bu tanımların ışığında; internet hizmetleri sunulması için sunucu tahsis eden/barındıran veri merkezleri ve ücret karşılığı web barındırma hizmeti sağlayanlar “Yer Sağlayıcı” kategorisinde yer almaktadır.

Site Erişim Engellemeler

5651 sayılı Kanun’da belirtilen katalog suçlar kapsamında verilen erişimin engellenmesi kararları, kararı veren hakim, mahkeme veya Cumhuriyet Savcısı tarafından gereği yapılmak üzere Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na gönderilmekte ve kararlar Telekomünikasyon İletişim Başkanlığınca yerine getirilmektedir.

Bunların dışında kanunun 8. maddesinde sayılan suçların oluşması durumunda ilgili içerik veya yer sağlayıcının yurtdışında olması durumunda başkanlıkça re’sen erişimin engellenmesi yapılabilmekte; müstehcenlik ve çocukların cinsel istismarı suçlarının oluşması ve içerik veya yer sağlayıcının yurt içinde bulunması durumunda yine Başkanlıkça re’sen erişimin engellenmesi yapılıp mahkeme onayına sunulmaktadır.

Yani anılan kategorilerde olduğu düşünülen sitelerin yurtdışında barındırılıyor olunması durumunda Türkiye içi erişim engellemesi yapılmakta, eğer ilgili siteler Türkiye’de barındırılıyor ise TİB tarafından Cumhuriyet Savcılıkları kanalı ile suç duyurusunda bulunulmaktadır.

TİB Suç Duyuruları

TİB tarafından Cumhuriyet Savcılığı’na yapılan şikayet metinlerinde, içerik sağlayıcıya (içeriği üretene, sitenin sahibine) ait bilgilere, yer sağlayıcılar üzerinden ulaşılabileceği bilgisi ile bir yol gösterme yapılmaktadır. Yapılan şikayetlerde zaten kendi talebiyle kurumdan yer sağlayıcı belgesi almış ve iletişim bilgilerini kurum ile paylaşmış olan yer sağlayayıcıya ait zahmetsizçe ulaşılan adres bilgileri bulunmaktadır.

Yer sağlayıcının ilindeki Cumhuriyet Savcılığına intikal eden dosya sonrası şikayet değerlendirilmekte, aslında “Bilgisine Başvurulacak” kişi olan yer sağlayıcı “Sanık” sıfatı ile polis merkezine davet edilmektedir.

Fuhuşa Yer Sağlayan, Yer Sağlayıcılar.

TİB’in şikayetlerinde büyük ağırlık genelde müstehcenlik konusunda olduğundan “Yer Sağlayıcı” nın polis merkezindeki ilk durağı “Ahlak Masası” olur!

Suçu teknoloji/internet işi yapmak olan bizim “Yer Sağlayıcı”, şikayetlerde yapılan usul hatası ve şikayet eklerinde yer sağlayıcı hakkında düşülen özel notlar nedeniyle polis merkezinde ahlak masasında fuhuşa yer sağlayan sıfatı ile ifade vermektedir.

İfade süreci sonrasında ilgili savcılık dosya ve ifadeyi inceleyerek; yoruma göre yer sağlayıcı için takipsizlik kararı verebilmekte veya dosyayı mahkeme sevk edebilmektedir.

Sonuç?

İnternet Kanunu’nun 2. maddesinde “hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlanan yer sağlayıcı, İnternet Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Ancak yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, İnternet Kanunu’nun 9. maddesine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkan bulunduğu ölçüde içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.

Dolayısıyla, yer sağlayıcısının yükümlülüğü, ancak İnternet Kanunu kapsamında usulüne uygun olarak kendisine bildirilen hukuka aykırı içeriği yine İnternet Kanunu’nda belirtilen süre içerisinde yayından kaldırmaması halinde mümkün olabilecektir. Kendisine İnternet Kanunu kapsamında bildirim dahi yapılmayan yer sağlayıcısı aleyhine bir karar verilmesi İnternet Kanu’nu hükümleriyle bağdaşmamaktadır.

Yapılan hukuki süreç baskısı ile anılan bu tip hukuki süreçleri yaşamamak adına, ucu açık ve tanımı kişiden kişiye değişen müstehcen içeriğe ek olarak her tür fikir, siyasi görüşe yönelik içeriğin “yarın sorun olabilir” düşüncesi ile “Yer Sağlayıcı” tarafından sansürlenebilmesi olasıdır. İşi; kesintisiz internet hizmeti sunmak olan yer sağlayıcıya yıkılan sansür ödevi ile yapılacak uygulamalar, bağımsız yargının vereceği kararların yerini tutamayacağı gibi demokrotik yaklaşımlara da ters düşecektir.

Polisin ilgili birimlerini, hukuk sistemimizi gereksiz yere meşgul eden bu uygulamalar nedeniyle “Yer Sağlayıcı” mağdur olduğu gibi kamu davasına dönüşen davalarda süreç yukarıda belirttiğim mantık ve kanun düzenlemesi çerçevesinde “Yer Sağlayıcı” lehine sonuçlanmaktadır.

Yine sanık sıfatıyla yargılanan “Yer Sağlayıcı”, kendisini vekil ile temsil ettirdiği durumlarda hakkında beraat kararı verilmesi ile birlikte makdu vekalet ücretinin kamu hazinesinden alınarak sanık müdafine verilmesine hükm olmakta ve açılan her davada kamu zarara uğratılmaktadır.

TİB tarafından Cumhuriyet Savcılıklarına yapılan şikayetlerde yapılacak küçük bir düzenleme ve şikayete konu olan içeriği barındıran yer sağlayıcılar hakkında düşülen kişisel notların şikayet evraklarından çıkartılması suç işleyinin yargılanmasına engel olmadan, yaşanan tüm bu sürecin daha kolay yönetilebilir bir hale gelmesini sağlayacaktır.

]]>
https://daghan.com/yer-saglayici-hukuki-surec.dgn/feed 0
Diyanet İşleri Başkanlığı artık internet sitesi kapatabiliyor. https://daghan.com/kapatmayan-kalmasin.dgn https://daghan.com/kapatmayan-kalmasin.dgn#respond Fri, 18 Jan 2013 21:30:57 +0000 https://www.daghan.com/?p=1674 Mahkeme Kapatma Kararıİnternet üzerindeki yayınlarla ilgili erişim engelleme kararları adli makamlar, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ve artık Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından verilebilmekte.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından bir internet sitesi ile ilgili kapatma kararı verilebilmesi için internet sitesinin içerik veya yer sağlayıcısının yurt dışında olması gerekmekte. Yurt içi yayınlarda sadece çocukların cinsel istismarı ve müstehcenlik suçunda hakim onayına sunmak şartıyla Başkanlık erişimin engellenmesi kararı verebilmekte.

“Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluş ve görevleri hakkında yapılan düzenlemeye” göre ise artık Diyanet Başkanlığı’da internet sitesi kapatabiliyor. Yapılan değişiklik kapsamında; “Dini konulardaki yayının internet ortamında yapılması halinde, başkanlığın müracaatı üzerine, sulh hukuk mahkemesi bu yayınla ilgili olarak erişimin engellenmesi kararı verir. Bu kararın bir örneği gereği yapılmak üzere Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına gönderilir.” maddesi eklenerek internet sitesi kapatma yetkisi Diyanet Başkanlığına’da verilmiş oldu.

Türkiye’de engelleniyor ama?
Yurtdışından yapılan yayınlarda sadece siteye erişim Türkiye’de kapatılsa da, içerik yayını diğer ülkelerde devam edebiliyor. Bunun bir örneğini yaşamış olduğumuz Youtube yasağında görebiliriz.

Google censored censorshipKapatmaya sebep olan içeriği sitesinden çıkartmayı kabul etmeyen Youtube için Türkiye’de erişim engelleme kararı alınmış, Youtube merkezi olan A.B.D’de düşünce ve fikir özgürlüğünü kısıtlayan bir kanun veya yönetmeliğin olmadığını ve içeriği kaldırmayacağını belirtmişti.

Bir başka dosyada; sites.google.com internet sitesi 24 Haziran 2009 tarihinde barındırdığı bir içerik sebebiyle 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’a dayanılarak erişime engellenmiş, bu engelleme sonucunda da içerik sahipleri ve bu içeriklere erişemeyen internet kullanıcıları mağdur olmuştu. Kişisel sayfaları bu yasak sebebiyle Türkiye’den erişilemeyen Ahmet Yıldırım’ın davasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarihi bir kararın altına imza attı. Buna göre, “sites.google.com” sayfasına erişim engellemeyle ilgili açılan davada, erişim engelini ifade özgürlüğüne aykırı bularak, Türkiye’yi tazminata mahkum etti.

Bild ErotikBasın hayatına Hamburg’da başlayan, Almanya’nın ve Avrupa’nın en yüksek tirajlı gazetesi olan BILD gazetesine ait internet sitesinde yer alan bazı bölümler (İlgili bölümlere yasalar gereği link veremiyorum!) incelendiğinde engellenen müstehcen sitelere örnek kabul edilebilir. Bu içeriğin ülkemizde barındırılması durumunda; işi sadece bu içeriğe fiziksel yer sağlamak olan veri merkezide dahil olmak üzere herkesin yargınlanması kuvvetli bir ihtimal!

Kapatma kararı verilen, yasal işlem başlatılan müstehcenlik suçu ile ilgili olarak suçlanmaktan korunmak için, müstehcenliği kategorize etmeden her tür yetişkin materyalinden uzak durmak yerinde bir karar olabilir. Çünkü müstehcenlik anlayışı toplumdan topluma değiştiği gibi,aynı toplum içinde toplumsal değerlere bağlı olarak da değişikliğe uğramaktadır.

Tüm bunlar düşünüldüğünde dünyada suç olarak tanımlanan eylemlerin ülkemizde de suç olması gayet doğal ve yerinde. Ancak özellikle müstehcenlik ve düşünce özgürlüğünün kişisel yoruma mahal vermeyecek şekilde net bir şekilde tarif edilmiyor olması bazı durumlarda problemleride beraberinde getirebiliyor.

Özgürlüğün ustası(!), sansürün hastasıyız.
Son olarak IPSOS KMG‘nin iki senede bir gerçekleştirdiği Türkiye’yi Anlama Kılavuzu‘nda “Değerlerimize aykırı medya içeriği yasaklanabilir”, “Bazı internet sayfalarının kapatılması doğru” sorularına yaş aralığına göre verilen cevapları görüyor, sansürü karşı sempatimizi ortaya çıkartıyoruz.

Türkiye'de Sansüre Bakış

“İkna etmek, zorla yaptırmaktan daha uygun bir yoldur.”

]]>
https://daghan.com/kapatmayan-kalmasin.dgn/feed 0
Bir Ankara Güncesi https://daghan.com/tib-ankaraguncesi.dgn https://daghan.com/tib-ankaraguncesi.dgn#respond Sun, 04 Nov 2012 16:05:13 +0000 https://www.daghan.com/?p=1428 Ankara, siyasi konumu, genelde ısının düşük olduğu aylardaki ziyaretlerim nedeniyle bana her açıdan soğuk bir şehir olarak görünmüş, şehrin işleyiş tarzı ile de “şuracıktaki” İstanbul’dan farklı oluşu bu etkiyi daha fazla arttıran bir etmen olmuştur.

Geçtiğimiz hafta alışılmış, standart bir çağrı yerine şahsen yapılan davet ile ülkemizde veri merkezi ve web barındırma konularında hizmetler ve sektöre yön veren değerli firma temsilcileri ile birlikte Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) düzenlemiş olduğu çalıştaya katılmak üzere Ankara’ya davet edilirken yine bir başkent seyahati ufukta görünmüştü.

Çalıştayın sabah saatlerinde olması nedeniyle bir gün önceden hazır bulunduğum Ankara’da, 2 Kasım sabahı 10:30’da TİB’in İncek’deki yeni üssü önünde sektörden tanıdık yüzler görünmeye başlamıştı. Kapladığı alan, yerleştirildiği arazi, üst seviye güvenlik ve büyüklüğü ile dikkat çeken kompleksten girişte mobil telefonlarımızın içeri sokulamaması durumu, sürekli “online” yaşama zorunluluğu olan ben ve benim gibilerde homurdanmalara sebep olsa da kısıtlı bir zaman da olsa mobil cihazdan ayrı yaşama düşüncesine alışmak çok uzun sürmedi.

“Sektörü mobil cihazlarından idare eden temsilcilerin, cihazlarının içindeki verilerin kıymeti, yan yana, dip dibe emanet kutusunu paylaşması ve bu anlarda “ulaşılamaz” olması ayrı bir anı olarak zihinlere kazınmış oldu.”

TİB Daire Başkanı Osman Nihat Şen’in moderatörlüğünde gerçekleşen toplantıda TİB mevcut çalışma şekli ve uygulamalar ile ilgili ön sunumu, İletişim Uzmanı Ömer BOZ gerçekleştirdi.

TİB cephesinden yapılan bildirimlerden aktarabileceğim bazı başlıklar şu şekilde oldu;

  • TİB internetteki içerikler için uyguladığı “Uyar Kaldır” yöntemi başarı kazandı ve onlarca popüler sitenin erişiminin tamamen kapatılması önüne geçildi.
  • Erişimi engellenen sitelerin tümünün TİB tarafından kapatıldığı konusundaki genel görüş doğru değil. Yerel mahkemelerin ilgili anayasa hükümlerini işletmesi neticesinde internet sitelerinin erişimini kapatmak üzere, erişim sağlayıcılara direkt olarak kararı ulaştırılması neticesinde erişimin engellendiği durumlarda bulunmaktadır.
  • Erişim engellemelerde kimi sitelerin neden kapatıldığına dair bilgiye ulaşmadaki zorluklar, tedbir kararı ile kapatılanlarda, soruşturmanın gizliliği nedeniyle bildirilemeyebilir. Ancak TİB erişim engellenen durumlarda, sitenin hangi karar nedeniyle kapatıldığı konusunda mümkün olan en fazla bilgiyi vererek mağduriyeti azaltma yoluna gitmektedir.
  • Web hosting şirketlerinin Türkiye’de daha fazla içerik sunabilmeleri için ticari teşvik de dahil olmak üzere sektörü büyütecek tüm pozitif çalışmaların yapılmasına destek vermektedir. Ancak içeriğin kontrolü yönünde web hosting firmalarına da sorumluluklar düşmekte ve TİB ile daha fazla iletişim ve bilgi aktarımının yapılması gerekmektedir.

Kişisel Not ve Yorumlarım
Artık ezbere bildiğimiz 5651 sayılı yasanın çıkartılmasındaki amaçlardan birincisi; İnternet’in önemli aktörlerinden olan içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumluluklarını belirlemek, diğer amaç ise; İnternet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir. Ancak yasada yer alan kategorilerde veri merkezlerini tanımlayan bir kategori bulunmaması nedeniyle, yer sağlayıcı konumunda tanımlanan veri merkezi için, içeriğin takibi, belli bir içeriğin yayından kaldırılması ve trafiğin kaydedilmesi konusunda teknik imkan bulunmaması nedeniyle sıkıntılar yaşanabilmektedir. Bu açıdan yasada bir değişiklik ön görülüyorsa veri merkezi kavramı da yasa içine yerleştirilmelidir.

Barındırılan siteler ve sunucular ile ilgili olarak hukuki süreçlerde, veri merkezi işletmecilerinin büyük problemi olan davaların, şirket hatta kişisel olarak yürümesi ve yaşanan problemlerin çözümü için TİB’in adli mercilere sürekli “tanıtım,bilgilendirme” yaptığı, problemlerin çözümünde TİB’in bir danışma mekanizması olarak mahkemeler tarafından kullanılmasının mahkemelerde evrak yükünü azaltacağı, zaman kaybını engelleyeceği konuşulması beni gerçekten sevindirdi. Birçok savcılık evrağında doğru bilgi vermekten uzak whois kayıtlarının dosyalarda olması konusunda ise http://internet.tib.gov.tr/ adresinde IP ve alanadına göre gerçek yetkililerin kolay tespiti için sunulan bir hizmetin varlığını da öğrenmiş olduk. Bu konuda garip olan ise ben ve katılımcıların büyük çoğunluğunun sürekli hukuk mücadelesi verir iken, bu sorgulama sitesinden haberdar olmamamızdı!

Sektörde “Yer Sağlayıcı Belgesi” olarak web hosting hizmeti verenlerin talebi ile TİB tarafından düzenlenen belgenin belki de adındaki “ağırlık” nedeniyle farklı algılara yol açtığı, belge sahiplerinin ticari firma olmamasına karşın belge alabildiği konusundaki görüşüme cevaben belgenin hizmeti verene kolay ulaşmak adına bir adres veri tabanı oluşturma görevi olduğu, aslında ticarete izin verir bir belge olmadığı konusunda bilgilendirildim.

İnternete açık hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan/işleten gerçek veya tüzel kişiler yer sağlayıcıdır. Yer Sağlayıcılığı hizmetini ticari olarak yapmasa bile web sitelerini kendi sunucularında barındıran gerçek veya tüzel kişilerin Yönetmelik gereğince Yer Sağlayıcılığı Faaliyet Belgesi almaları gerekmektedir.

Sonuç
Veri merkezi işletmecisi olarak hizmet verdiğimiz 10 yıla yaklaşan sürecin başlangıcından bugüne internet popülasyonundaki büyüme, internet mecrasının önemini her geçen gün daha fazla arttırıyor. Bu yükselişin neticesinde devletin birimleri de kendini buna uyarlamış ve istihbarat yönüyle de internete çok önem verildiği açıkça görülüyor.

Yaşanan değişim ve gelişim sürecinde sektör firmaları ile birlikte hareket edilmesi düşüncesi ve bu konuda düşüncelerin dinlenmesi tarafımdan çok olumlu karşılandığı gibi özellikle Sn. Osman Nihat Şen’in konulara yaklaşımı ve yönetim tarzı övgüyü hak ediyordu.

İlerleyen süreçte kurulan bu iletişimin devamı sağlanabilirse, geçmişte yaşanan işletmeci/regülatör problemlerinin aşılacağı ve Türkiye’nin bölgenin internet toplama noktası olması yönünde avantaj kazanacağını düşünüyorum.

TİB Hakkında
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı; 23.05.2007 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın Kanunda sayılan İnternete ilişkin görevleri yerine getirmek üzere kurulmuştur.

Başkanlık; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bünyesinde doğrudan Kurum Başkanına bağlı olarak faaliyet göstermekte olup, Telekomünikasyon İletişim Başkanı ile Hukuk, Teknik İşletme, Bilgi Sistemleri, İdari ve İnternet Daire Başkanlıklarından oluşmaktadır. Başkanlıkta, Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının ilgili birimlerinden birer temsilci bulunmaktadır. Başkanlığa bağlı herhangi bir taşra teşkilatı bulunmamaktadır.

]]>
https://daghan.com/tib-ankaraguncesi.dgn/feed 0