öiv – Daghan.com – Gerekirse YAZARım https://daghan.com Teknoloji, sosyal medya, veri merkezi (datacenter) üzerine Mon, 25 Jan 2021 15:46:59 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.1 https://daghan.com/wp-content/uploads/2020/06/logo.ico öiv – Daghan.com – Gerekirse YAZARım https://daghan.com 32 32 Yanıyoruz! Söndürecek var mı? https://daghan.com/yaniyoruz-sondurecek-var-mi.dgn https://daghan.com/yaniyoruz-sondurecek-var-mi.dgn#respond Sun, 15 Oct 2017 16:39:42 +0000 https://www.daghan.com/?p=4753 “EKOMETRE Yıl 16 Sayı 423 – Kasım 2017”
Vergi ve MTV oranlarındaki artış, büyük huzursuzluğa sebep oldu. “Zam” haberinin olağan karşılanması da zaten beklenemezdi. Sistemin kilitlenmemesi için vergi artışına ihtiyaç duyuluyor olması ayrı bir tartışma konusu. Ama esas sıkıntı, zammın dengeli şekilde dağıtılamıyor olması. Şu hali ile orta gelir seviyesindekileri zorlayacak bir tablo ile karşı karşıyayız. Öyle ki; matematik hesabına göre asgari ücret yeni vergi artışı ile 1404 TL altına düşüyor. Bu durumun yaratacağı huzursuzluğu bertaraf etmek için ise torba yasaya ek bir madde konarak, asgari ücretin 1404 TL’nin altına düşmesi engelleniyor. Asgari ücretli yıl sonuna kadar bu rakamın altına düşmeyecek. Bu düzenleme 2017 yılı için geçerli sonrası için tekrar bakılacak.
Motorlu taşıtlar vergisinde ise %40 ile maliye bakanlığı kâbus gördürdü, son dakikada ufak bir indirim ile pozitif bir hava yaratılır mı belirsiz ama her halükârda artış oranı çok fazla. Ücretliye gelecek ek vergi yükü ise MTV ’den önemli. Bu artış, huzursuzluğun geniş bir tabana yayılmasına olacak gibi görünüyor.
İşin bilişim tarafında ise “indirimmiş” gibi sunulan bir değişim söz konusu. Eski adıyla “Deprem Vergisi” sonralarda, “Özel İletişim Vergisi” olarak hayatımızda kalıcı yer edindi. İletişim hizmetlerine uygulanan %5’lik ÖİV, yeni düzenleme ile %7.5’a yükseltiliyor. “İletişimde farklı vergi dilimleri tek orana eşitleniyor” gibi sunulsa da, sayısal olarak %5 ÖİV’ye muhatap daha fazla. Yani bilişim kalkınsın derken vergi ile cezalandırılmanın oranı yükseltildi. İşin daha trajikomik tarafı ise internet satın alarak hizmet üretenlerin ödediği vergi de artmış oluyor. Sadece son kullanıcı değil hizmet üreticisinin ham maddesinin vergi yükü de arttırılmış oluyor. Bu artış sonrası hem internet hizmetlerinin üretici maliyeti, hem de son kullanıcı vergi oranı ile toplam maliyet 2 kere yükseltilmiş oluyor.
Sektörel Vergi İndirimi
Beyaz eşya ve elektrikli ev aletlerinde ÖTV’nin sıfır, mobilyalarda KDV’nin %8 olarak uygulanması 30 Eylül’e kadar uzatılmıştı. İyi idi hoş idi ama muafiyet süresi doldu. Peki şimdi ne oldu? Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç ve İnegöl Mobilya Sanayicileri Derneği (İMOS) Başkanı Yavuz Uğurdağ, sünger maliyeti ve mobilya üretimindeki genel girdi maliyetlerdeki artıştan yakınıp, mobilyada %30-%35 zammın kaçınılmaz olduğunun bilgisini verdiler. Sonuçta muafiyet döneminde indirim vatandaşa ne kadar yansıtıldı bilinmez ama muafiyet bitince ciddi bir zam vatandaşın cebini yakacak gibi görünüyor. Çıkarılması gereken ders ise vergide sektör kayırmanın ne kadar yanlış olduğu. Bir sektöre muafiyet tanınınca diğerleri de talepkâr olduğu gibi sağladığı yararda mevsimlik grip aşısı etkisinde. Aynı kredi garanti fonunun dağıttığı paralar veya SGK prim ödemelerinin 9 ay ötelenmesi gibi anlık mutluluk kaynakları.
Şubat 2017 sayılı “9 Ay Sonrasını Düşünen Kahraman Olamaz” yazımda aynen şöyle yazmıştım: “9 ay sonra ülkede nasıl bir bolluk olacaktı ki çift SGK primi ödenebilecekti? İşveren detaylar üzerinde çok durmadı/duramadı. Ya kısmet dedi…”
Günler haftaları kovaladı, sonunda gördük ki sadece gün kurtarılmış, işin maliyeti katma değerli şekilde vatandaşa yansıtılmış. Yine Şubat yazımda bir de SGK affı öngörmüştüm, bu gidişle onunda eli kulağında… Çiftte SGK primleri ödenemeyince 2018’de bir SGK affı kapıyı çalabilir.
Belki de bu vergi algı işlerinde doğru yöntem budur. Plansızlık da bir planın parçası! Ne demiş Latin edebiyatının ünlü ozanı Horatius; “Carpe Diem”. Anı yaşa! Yani taktik-maktik yok, bam bam bam!

]]>
https://daghan.com/yaniyoruz-sondurecek-var-mi.dgn/feed 0
007 Maliye, Şirketlerin Peşinde! https://daghan.com/maliye-sirketlerin-pesinde.dgn https://daghan.com/maliye-sirketlerin-pesinde.dgn#respond Fri, 14 Jul 2017 07:44:43 +0000 https://www.daghan.com/?p=4737 “EKOMETRE Yıl 16 Sayı 419 – Temmuz 2017”
İnternetin sağladığı imkanlar sayesinde oturduğumuz yerden mobilya, giyim ve akla gelebilecek her kategoride alışveriş yapabiliyoruz. Hatta gündelik market alışverişi için bile interneti tercih edebiliyoruz. Domatesi, sivri biberi internetten almak kimilerine garip gelse de internetten market alışverişi çalışanlar için metropollerde hayat kurtarıcı bir çözüm… Vakit darlığından öte tek başına yaşayanlar için market torbalarını taşıma zahmetini ortadan kaldıran e-market siteleri sayesinde ürünün en kalitelisi kapıya kadar geliyor, daha ne?
E-ticaret öyle güzel böyle güzel ama her güzelin bir kusuru olur misali yurtdışı merkezli ürün ve hizmet satanlar Türkiye’ye yaptıkları satışlar için Türkiye’ye vergi vermiyor. Hal böyle olunca maliyenin dikkati yapılan bu ticaret üzerine yoğunlaşıyor. Geçtiğimiz günlerde Booking.com için alınan kararla Türkiye’deki oteller için yapılan rezervasyonlar durdurulmuştu. Karar sonrası zaten sıkıntılı günler yaşayan turizm sektörü, karara kazan kaldırsa da bugün için bir çözüm yolu bulamamıştı.
Şimdi ise maliye, ürün satışı yapanlar yanında hizmet satan ve Türkiye’de merkezi olmayan şirketlerden vergi almanın yolunu arıyor. Maliye, yurtdışı merkezli firmaların Türkiye’de vergi mükellefi olmasını sağlayamadığı için ürün ve hizmet satışlarından doğan vergiyi nasıl alabileceğinin yeni yollarını arıyor. Açıklanan yeni yöntemle Maliye, tahsilat aşamasında banka kanalıyla yapılan tahsilattan stopaj kesintisi yapmak gibi dahiyane bir fikir geliştirdiğini açıklıyor. Kredi kartından yurtdışına doğru ödeme yapılırken Türk bankacılık sistemi üzerinden yapılacak peşin kesinti ile ödeme eksik gönderilerek açık kapatılmak istense de bu hareketin iki sonucu olacağı kesin: 1- Ödemesini eksik alacak olan şirketler, Türkiye’yi kara liste yapıp ürün ve hizmet satmazlar. 2- Türkiye’den yapılan alışverişlerde stopaj tutarı ürün fiyatlarına eklenir. Yurtdışı şirketlerin Türkiye pazarını kaybetme riski, mükellef olup bir sürü vergi vermekten daha zahmetsiz. Bunun en iyi göstergesi mahkeme kararı ile birlikte Türk otellerine rezervasyonu durduran Booking örneğinden görülebilir.
Yurtdışı şirketler neden Türkiye’de şube açmak istemiyor?
Yurtdışı şirketlerin Türkiye’ye gelmeme sebebi; siyasi, yargı sistemi veya istikrar konusundaki endişeler olabilir. Ama bundan daha büyük problem, vergi sistemimizin kendisi. Vergilendirmedeki ve finansal alandaki karmaşıklık hem yerli hem yabancı yatırımcı açısından ülkede iş yapma konusundaki en önemli sorun.
“Financial Complexity Index 2017” raporuna göre; finansal alanda karmaşanın ve uyumsuzluğun en yüksek olduğu ülke Türkiye. İkinci sıradaki Brezilya’yı İtalya, Yunanistan, Vietnam, Kamboçya, Çin, Belçika ve Arjantin izliyor. Hindistan’ın 10’uncu olduğu Finansal Karmaşıklık Endeksi’nde Fransa 11’inci, Bolivya 12’nci, Arnavutluk ise 13’üncü sırada yer alıyor.
Araştırmayı yapan Hollandalı şirket (Vay Hollandalılar!) Türkiye’nin karmaşa listesinde ilk sırada olmasını şöyle özetliyor: Türkiye’deki muhasebe şirketleri, yapılan her işlemin kağıt çıktısını elinde tutmak zorunda ki sonradan başlarına bir iş gelmesin! Şirketlerin faaliyet kodları sürekli değişiyor, güncelleniyor. Bu değişim çoğu zaman takip edilemez duruma geliyor. Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), Özel İletişim Vergisi (ÖİV), Damga vergisi, Deprem vergisi gibi yerel uygulamalar uluslararası şirketler için anlamsız.
Gelişmiş ülkelerde vergi konusu beyana esas bir konu olduğu gibi seneye vereceğin vergiyi bu yıldan tahsil etmeye çalışan peşin vergi gibi garip uygulamalar da yok. Yine şirketin ödediği vergi sonrası ortakların kasadan para alırken bireysel olarak tekrar vergilendirilmesi gibi bir uygulama da söz konusu değil. Zaten tüm bu uyumsuzluklar nedeniyle, Türkiye’de vergi sistemi bir türlü dikiş tutmuyor, “af” çıkartılarak durum toparlanmaya çalışılmıyor mu?
Yasaklama, engelleme asla çare değil. Maliye’nin bankacılık sistemi, fatura, kredi kartı üzerindeki aşırı kontrolü bile bu işleri çözmeye yetmiyor. Sistemi kolaylaştırmak, yabancıyı burada ticaret yapabilir hale getirmek doğru olan olacaktır. Aksi durumda bu zihniyet ile, olan yine biz tüketicilere olacak…

]]>
https://daghan.com/maliye-sirketlerin-pesinde.dgn/feed 0
Elektrik Alamıyoruz… https://daghan.com/turkiyede-enerji.dgn https://daghan.com/turkiyede-enerji.dgn#respond Sun, 10 Mar 2013 18:30:29 +0000 https://www.daghan.com/?p=1794 Türkiye’de 1990-2010 dönemindeki gelişmeler dikkate alındığında, mevcut enerji politikalarına göre 2035 yılında 2010 yılına göre, dünyadaki toplam birincil enerji arzının %47 oranında artacağı hesaplanırken Türkiye’de toplam birincil enerji arzının %117 artacağı hesaplanıyor.

Artan bu arzın nereden, nasıl karşılandığıda oldukça önemli. 1990-2011 yılları arasındaki 21 yıl incelendiğinde enerjide dışa bağımlılığın, birincil enerji arzında %52‘den %72‘ye yükselmiş olmasının önemli bir risk oluşturduğu da görülebiliyor.

Özellikle dışarıdan satın alınan doğal gaz ile elektrik enerjisi üretiliyor olması aynı zamanda stratejik riskleri de beraberinde getiriyor.

Hungary Russia Ukraine Gas

Tarihten bir not: “Rusya’nın Ukrayna ile yaşadığı sorunun ardından batı hattından aldığı gaz tamamen kesilen Türkiye, doğalgaz ile çalışan üç santralde üretimi azalttı ya da durdurdu. Rusya’dan sadece Mavi Akım hattından gaz çekişi yapılmasının ardından Ambarlı (B), Bursa doğalgaz çevrim ve Hamitabat santrallarında üretimine dün ara verildi. Ambarlı (A) santralinde de alternatif yakıt olarak fuel-oil’e geçildi. Hamitabat Çevrim Santrali’nde elektrik üretimi yüzde 50 oranında düşürüldü.” – Ocak 2009

Stratejik önemi ile elektrik enerjisinin hayat verdiği bilişim sistemlerindeki payı da her geçen gün artıyor. İnternet teknolojilerinin yaygınlaşması, devlete ait sistemlerin internet ortamına aktarılması (e-devlet) projesi kapsamında daha fazla işlemci gücü daha fazla elektrik enerjisine ihtiyaç duyuyor. Bilişim sistemlerine ihtiyaç arttıkça, sistemlerinin barındırıldığı veri merkezlerinin, internet erişimden sonraki en önemli gider kalemini de elektrik enerjisi oluşturuyor. Bu bağlamda enerjide maliyetlerin düşürülmesinin, bilişim sektörünün ve ülkemizin büyümesine büyük katkı sağlayacağını da dile getirmek çok yanlış olmasa gerek…

Üretimi desteklemek amaçlı 6948 sayılı Sanayi Sicil Kanununun 1. maddesi kapsamında sanayi işletmelerine verilen “sanayi sicil belgesi” sonrası işletmelerin enerjiyi %27’ye varan oranda indirimli alması mümkün. Ama? Aması verilen bu enerji indirimini alabilecek şirket tanımı bilişim firmalarını kapsamıyor. Uygulamanın bilişim firmaları ve veri merkezlerinin kapsam dışı bırakılması muhtemelen kanunun eskiliğinden kaynaklanıyor. Hal böyle olunca da özellikle veri merkezleri için uygun fiyatla enerji alınması mümkün olamıyor.

Bu konudaki söylemleri mümkün olan her platformda dile getirmeye devam ederken, geçtiğimiz günlerde Tübifed yönetimi vasıtası ile Sayın Bakan’a veri merkezi sektörünün sorunları ile ilgili sorunları ve taleplerimi iletme şansı yakaladım. Kendilerine ilettiğim talepler ile yakından ilgilenen Bakanımız, taleplerin bir dosya haline getirilmesini de istediler.

Yine veri merkezi sektörünü yakından ilgilendiren bir diğer talebim ise öiv ile ilgili oldu. İnternet erişimine son kullanıcı veya servis sağlayıcı olduğuna bakılmaksızın uygulanan %5 oranındaki özel iletişim vergisi ile ilgili olarak da güzel haberleri kısa süre önce duyduk.

İnternet erişiminde öiv’nin kalkma ihtimali gibi sevindirici haberler sonrası avrupa ile olan iletişim yarışında bizi, daha rekabetçi fiyatlar vermek konusunda şimdiden yüreklendirdi.

]]>
https://daghan.com/turkiyede-enerji.dgn/feed 0