Firmalara elektronik ticarete geçmeleri noktasında nasıl bir hizmet veriyorsunuz?
Hazırlanan bir e-ticaret sitesinin tasarımı müşterilerine güven verirken, kullanılan yazılım özellikleri ile de alışverişi kolaylaştırması, platformunun başarısında önemli rol oynamakla birlikte hazırlanan e-ticaret sitesinin hızı ve güvenliği de toplam ciroyu etkileyen önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.

Alışılmış ticaret yöntemlerinden farklı olarak sanal mağazalarda mesai saati, mağazanın konumlandığı adres kavramları önemini yitirmekte, bunun yerine elektronik mağazanın 7/24 ulaşılabilir olması ve mağazaya aynı anda binlerce kişinin ziyaretinin mümkün olabilmesi ön plana çıkmaktadır.

E-ticaret yapan internet sitesine yapılan ziyaretlerin müşteriye dönüşüm oranı dünya genelinde %2 civarında tespit edilmiş olup, siteye giren kişi sayısı arttırıldığında aynı oranda toplam satış oranı da yükselmektedir.

Müşterinin işlemini herhangi bir yavaşlığa maruz kalmadan hızlı şekilde tamamlaması müşteri memnuniyetini arttırmakta ve tekrar alışveriş oranını yükseltmektedir.

DGN Teknoloji olarak bizde Türkiye’deki ilk üç veri merkezi yatırımından biri olan Bursa konumlu veri merkezimizde; e-ticaret platformlarının veri güvenliği ve teknik altyapısı konusunda hizmetler vermekte, sanal mağazalara altyapı hizmetleri sunmaktayız.

Şirketimize ait veri merkezinde barındırılan yüksek performanslı web sunucular ile e-ticaret platformlarının yayını yapılmakta, alıcı ile satıcı arasında güvenli bağlantı sağlanması için kullanılan SSL ve veri güvenliği konusunda destekler verilmektedir.

e-ticaret konusuna Bursalı firmaların ilgisi ne düzeyde?
Artık ticaretin her alanına girmiş olan bilişim teknolojilerinden kaçınmak, uzak durmak mümkün değil. Bugün, ürün ve hizmetlerini internet üzerinden tanıtmayan veya en azından e-posta aracılığı ile tedarikçisi veya müşterisi ile iletişim kurmayan firma iş yapmakta zorlanacaktır.

Bu açıdan ilimizde de e-ticaret konusundaki ilgi her geçen gün artmakta ve bu alanda yapılan yatırımların miktarı her yıl biraz daha yükselmektedir.

Geçmişte paylaşımlı web barındırma hizmetleri ile günlük işlerini yürütmeye çalışan firmalar; artık web sitelerini, şirket içi yönetim araçlarını, e-postalarını ve sanal mağazalarını müstakil web sunucular içine toplayarak daha fazla hız ve performans elde etmekteler.

e-ticaret konusunda bundan sonra ne gibi çalışmalar yapılmalı?
Özellikle hali hazırda fiziksel bir mağaza düzeni üzerinden perakende satış yapan işletmeler için e-ticarete geçiş sonuçları hemen alınabilir olabilirken, büyüyen e-ticaret pastasından kendine ait payı almakta gecikmemek çok önemlidir.

Bu açıdan şu anda elektronik ticaret konusunda yatırımlarına halen başlamamış şirketlerin öncelikli olarak verdikleri hizmetler ile ilgili teknolojiden nasıl yararlanacakları konusunda profesyonel destek almaları gerekmektedir.

Bir şirketin ürün ve hizmetlerini sanal ortama taşımadığı her geçen gün, bu şirket için zarar hanesine eklenen yeni bir bedel olacaktır.

e-ticaretin hem ekonomiye, hem işletmelere, hem tüketicilere hem de sosyal hayata ne gibi artıları var?
Analiz ve istatistiğin ticari karlılığı arttırmasındaki önemli rolü, e-ticaret olanakları ile daha yönetilebilir hale gelmektedir. Bugün fiziksel mağazaya giren her müşteriye kişisel bilgi, ilgilendiği ürün veya marka sadakat anketi yaptırmak mümkün olamıyorken, e-ticaret sitesini ziyaret eden internet kullanıcısına ait birçok veri kolayca elde edilebilmektedir.

Özellikle arama motoru vasıtası ile aradığı ürünün sonuçları üzerinden e-ticaret sitesine giriş yapan müşterinin, hangi ürünü aradığı bilindiğinden, kişiye özel ürün ilk olarak müşteriye gösterilerek satış oranları arttırılabilmektedir.

Bu açıdan bakıldığında müşteri satın alacağı ürüne hızlı ulaşabilirken, satıcı gereksiz zaman kaybını engellemekte, üretimini müşterisinin talebi ve beklentileri doğrultusunda şekillendirebilmekte, üyelik sistemi ile müşteri portföy araştırması yapabilmektedir.

Müşterinin alımı sonrası bu alımını sosyal medya araçlarından herhangi birinde paylaşması, başarılı ürünlerin hızlı bir yükseliş trendi yakalayabilmesini sağlamaktadır. Büyük bir marka oluşturmak için yıllara dayalı stratejiler kurmak, yatırımlar yapmak yerine, e-ticaret ile fiyat odaklı ama müşteri memnuniyeti alacak kaliteli ürün ve hizmetler sunarak daha hızlı, büyük markalar oluşturulması mümkün olabilmektedir.

Yıllık 13 milyar dolarlık hacmi ile Porno, Microsoft, Google, Amazon, eBay, Yahoo, Apple gibi dünya devi şirketlerin bilişim piyasalarına sundukları mal ve hizmet hasılatlarını geride bırakabilen yegane sektör.
Sektörün en büyük içerik sağlayıcısı konumunda olan, Porno filmlerinin %89 gibi bir oranının üreticisi ABD’de ise her 39 dakikada bir porno film çekilmekte. Ancak diğer taraftan ABD’de 2010 yılında yapılan bir araştırmada hristiyan inanışlı ailelerin 47%’si ev yaşantılarında Pornonun bir problem olduğunu dile getirerek, dert yanıyorlar.
ABD’de Porno kaynaklı ticari hacim,  NFL, Beyzbol ligi ve NBA toplamından daha büyük durumda:

• Saniyede, 28,258 kullanıcı internetde porno izliyor.
• Saniyede, $3,075.64 internette porno için harcanıyor.
• Saniyede, 372 kişi arama motorlarında “adult” kelimesini arıyor.
• İnternette indirilen dosyaların 35%’i pornografi ile ilgili.
• Arama motorlarında yapıların aramaların %25’i porno ile ilgili. (68 milyon/gün)
• Günde porno içerikli 2,5 milyar email gönderiliyor.

Türkiye’de ise kimse Porno ile ilgilenmiyor!
Avrupa Komisyonu tarafından internetin sivil ve politik katılım etkisini ölçmek için yürütülen Civic Web projesi kapsamında yapılan araştırmalara göre Türkiye’de kullanıcılar, sanal porno sektörü ile sanal oyun, romantizm ve çöpçatan sitelerine ilgi duymuyor, en çok haber, müzik, sanat, edebiyat ve sağlık sitelerinde vakit geçiriyor! (Herkesin boş vakitlerinde kitap okuması gibi!)
Kalkınma Bakanlığı Bilgi Toplumu Dairesi tarafından TBMM İnternet Araştırma Komisyonu’na sunulan bilgilere göre ise Türkiye’de TÜİK tarafından yapılan başka bir araştırmada, internet kullanıcıları en çok çevrimiçi haber, gazete ve dergi okuduklarını belirtti!

Kimse izlemiyorsa nasıl oluyor?
5651 sayılı yasa, BTK tarafından yönetilen filtre sistemi ile normal yollarla porno sitelere girmenin kolay kolay mümkün olmadığını hatırlattıktan sonra BTK (Bilgi Teknolojileri Kurumu) tarafından yapılan araştırmaya bir göz atalım:

• Türkiye’de her saniye online porno için yaklaşık $250 harcanıyor.
• Türkiye’deki internet kullanıcılarının %75’i porno film izliyor.
• Türkiye’deki internet sitelerinin birçoğu (%12.5) pornografik içerikli.
• Türkiye’de kadınların %13’ü işyerinde porno film izliyor. Bu rakam erkekler için %20.

Çıkan sonuçlar ise pek şaşırtıcı değil. Türkiye dinamikleri gözönüne alındığında “muhafazakar” olarak nitelendirilen toplumun, anket sorularının yanıtlarına verdiği cevaplar ile hayatındaki gerçek uygulama farkı burada da görülüyor.

Salt N Pepa söylüyor: Let’s Talk About Sex Baby!

Başarının tanımında bilişim alanından iki ismin model olarak seçilmesi bir tesadüf olmasa gerek. Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance Apple’ın Google’ı geride bırakarak dünyanın en değerli markası olduğunu açıkladı. Açıklanan bu listenin ilk beşinde yine Amerikalı şirketler yer alırken Çin’in 25, Brezilya’nın 9, Rusya’nın 8, Hindistan’ın ise 6 marka ile temsil edildiği görüldü.

Dünyanın en değerli şirketi Apple, temmuzdan itibaren düzenli olarak üç ayda bir hisse başına 2.65 dolar temettü dağıtacak ve 2013 mali yılından itibaren 10 milyar dolar tutarında hisse senedini de geri alacak. Piyasa değeri 555 milyar dolara yaklaşan Apple dünyanın en değerli şirketi.

Bununla birlikte sadece 8 yılda adını devler arasına yazdıran facebook halka açıldı ve toplam değeri 100 milyar doları geçti. Bu durum Microsoft, Apple gibi 20-30 yıllık geçmişe sahip olan firmaların büyük gelirlerinin yanında sadece 8 yılda adını devler arasına yazdıran facebook bu açıdan dikkat çekiyor.

“The Social Network” sonrası Zuckerberg’in Facebook projesinin çalıntı olduğu ve arkadaşlarını ezip geçerek, yarı yolda bırakarak ilerlemesinden ve halen facebook’un sürdürülebilir başarısı ile ilgili şüphelerden olsa gerek bu yazının başlığındada yer alan tanımda Zuckerberg’ler yok.

Yine sadece 13 kişilik kadrosu ile ikinci yılında 1 milyar dolara facebook tarafından satın anınan Instagram ve 8 Milyar dolar değeri ile twitter’da dikkatleri çekiyor.

iPhone ve Android yüklü cep telefonlarında adeta fırtına gibi esen Angry Birds’in (kızgın kuşlar oyunu) yaratıcısı olan Finlandiyalı iki genç mühendisin kurduğu Rovio adlı şirketin değeri 9 milyar dolara ulaştı.

Tüm bu örneklerdeki ortak payda ise dünyadaki tüm değerli markaların ve yine yükselişteki markaların teknoloji, internet alanında olması. Bugün ilaç ve silah sektörü ile birlikte bilişim dünyanın en karlı sektörü olarak görülebilir.

İlginç bir örnek olarak tüm dünyada 100 milyondan fazla satan Kalaşnikof’un üreticisi Rus Ijmaş (Izhmash), borçlarını ödeyemediği için iflas bayrağını çektiğinide hatırlatmak lazım.

Başarılı markaların bir diğer ortak noktası ise markaların ağırlıklı Amerika kökenli olması. Bir tesadüfün eseri olmayan bu durum için; “Dünyanın En Değerli 500 Markası” çalışması sonrasında, Türk markalarının listede yer alamamasıyla ilgili görüşlerini bildiren Brand Finance Türkiye Direktörü Muhterem İlgüner, “Bir ülkenin küresel ölçekte değerli marka sayısı, söz konusu ülkenin değer üretebilme kabiliyetini yansıtır.” açıklamasını yapıyor.

Bir ülkenin büyük gelir kaynağı vergiler, vergilerin kaynağıda şirketlerin elde ettiği kar oranında olduğuna göre, konvansiyonel (Alışagelmiş) sektörleri desteklemek yanında, biraz da bilişim-iletişim alanında imkanlar oluşturmak gerektiğini görmek ve bu konuda çaba sarfetmek gerekiyor.

İletişimin bir lüks değil çağımızda bir ihtiyaç olduğunun anlaşılması,ek vergilerle (özel iletişim vergisi) sektörü cezalandırmak yerine aksine, yukarıdaki projeksiyon ışığında sektörü teşfik etmek, ülkemizde “Steve Jobs‘lar,Bill Gates‘ler” kalıbını bir efsane olmaktan çıkartabilir gibi görünüyor.