dial-up – Daghan.com – Gerekirse YAZARım https://daghan.com Teknoloji, sosyal medya, veri merkezi (datacenter) üzerine Thu, 11 Apr 2019 10:58:54 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.2.2 https://daghan.com/wp-content/uploads/2020/06/logo.ico dial-up – Daghan.com – Gerekirse YAZARım https://daghan.com 32 32 Kuş Yuvadan Uçuyor – Bölüm 1 https://daghan.com/kus-yuvadan-ucuyor.dgn https://daghan.com/kus-yuvadan-ucuyor.dgn#respond Sat, 28 Nov 2015 13:27:54 +0000 https://www.daghan.com/?p=3106

Ülkenin en köklü ve yaygın iletişim operatörü olan Türk Telekom’da abone kaybı devam ediyor. 2015 üçüncü çeyrek sonu itibariyle şirketin toplam erişim hattı sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,1 düşüşle 12,9 milyona indi. Bu kapsamda sabit ses hattı sayısı da yüzde 9,4 düşüşle 10,6 milyona indi. Yine şirketin TV abone sayısı da yüzde 1,2 düşüşle 1,8 milyona geriledi.
Döviz borcu fazla olan şirket, dövizdeki dalgalanma ile birlikte geçen yıl aynı dönemde 318,6 milyon lira net kâr elde etmesine karşın bu yılın aynı döneminde 493,4 milyon lira zarar açıkladı.

Yukarıdaki bu özet tablodan da anlaşılacağı üzere işler Türk Telekom için son çeyrekte pek yolunda gitmedi. Şirketten gelen son bilgilendirmeye göre; Türk Telekom, TTNET, AVEA markaları, belkide arkasında operasyonel giderlerin azaltılması amacı taşıyan bir sebeple birleşme sürecine sokuldular. Bu tip durumlarda el freni görevi gören pazarlama ve personel alanında gidilecek kısıtlamalar maddi açıdan kısa vadede yarar sağlasa da aslında kazın ayağı öyle değil. Ana problem eldeki gücün yeteri kadar ve verimli olarak kullanılmaması.

Sabit Hatlar
red-phoneMobil telefon alanındaki teknolojik gelişmelerle doğru orantılı olarak sabit hat kullanım oranındaki düşüş makul gibi görülebilir. Ama işleyen bir sistemin kaçarcasına terk ediliyor olmasının altındaki sebepler sadece teknolojik değişim değil. Sabit hatlara; SMS, görüntülü arama, hatların yazılımsal telefon santralleri ile buluşmasını sağlayacak SIP özelliğinin kazandırılmasındaki pazarlama hataları başlıca sebep olarak sayılabilir. Özellikle IP protokolünde, yazılım santrallerde kullanılmak üzere bakır hatların dönüşümünü sağlayacak sip özelliğinin yaygınlaştırılmaması, bağlantı için özel internet bağlantı yöntemleri gerekmesi, hat başına bedeller, sabit ücretler talep edilmesi nedeniyle her geçen gün şehir içi alışılmış hat kullanımında azalmanın devamına sebep olmakta.
Çalışan sayısı 2’den fazla olan her işletmede gelen çağrıların doğru kişiye yönlendirilmesi hem arayan hem aranan için zaman kazandıran bir durum. Özellikle iyi bir karşılama mesajı ile arayanın kendi kendine doğru departmana bağlanması kurumsallık açısından da çok önemli. Hal böyle olunca  her işletmenin telefon santrali için bir yatırım yapması mecburi. Düne kadar işletmeler bu iş için fiziksel iç santral cihazları kullanır iken artık işletmeler sanal yazılımsal santral kullanımına geçiş yapmaktalar. Bu yeni teknolojiler ile iç hatlara yönlendirme yapan, menü operatör ile telefon aktarma yükünü ortanan kaldıran, otomatik sorgulamalar yapabilen santral işini artık bulut teknolojileri ile sanal santral operatörleri yapar hale geldi. 0850 numaralar ile sadece internet erişimi olan her yere telefon ve santral hizmeti verebilen şirketler, tüm kullanıcıların ofisten telefonlara cevap verme zorunluluğunu da ortadan kaldırdı. Tüm bu gelişmeleri uzaktan takip eden TT,  ülkemizde iletişimde yeniliğe uygulanan her tür engellemeye karşı savaş vererek büyümeye çalışan operatörlere, saha avantajı olmasına rağmen yenildi ve sanal santral ve sip teknolojilerinde TT sınıfta kaldı.

İnternet Erişimi
internet-hiziÜlkede internetin kuruluşu sayılabilecek ilk hizmet olan BBS 1993 yılında başladı. Çevirmeli telefon hatlarından bir şehir içi/dışı operatör numarasını arayarak kurulan bu iletişimde kullanıcılar internetin ilk temellerini atarken, TT’de bu dönemde gelirlerini arttırdı. Kendisi BBS hizmeti vermesede  internete bağlı kalındığı süre boyunca TT görüşme bedelleri üzerinden abonelerinden ücret tahsil etmekteydi. Sonraki dönemde internet konusundaki bu konu TT’nin dikkatini çekti ve önce operatörlere uygulanan hat bedelleri sonrasında kendi sunduğu hizmet tarafına yapılan indirimler ile özel şirketler dial-up konusunda kepenkleri indirdi. Sonrasında ise geniş bant olarak adlandırılan ADSL zamanları başladı. Başlangıçta devrim olarak görülen bu hizmet yıllar içinde kendini yeteri kadar geliştiremediğinden Türkiye’nin genç nüfusunu memnun edemedi/edemiyor. Kısıtlı bir coğrafi bölge için olsa da diğer operatörler fiber altyapıyı geliştirmeye çalıştı ve 3G sonrası, 4.5G gelişi ile birlikte sabit internet erişimi önemini yitirmeye başladı.

IP TV
tivibu2010 yılından bu yana hizmet veren Tivibu ilk çıktığı dönemde büyük memnuniyet ve şaşkınlık yarattı. İnternet üzerinden televizyon izleme fikri, aynı zamanda interaktif süreçlerin başlaması açısından da heyecan vericiydi. Tv izlerken, izleyici yayıncı ile etkileşime geçebilecekti. Ama geçemedi… Üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen görüntüde donma şikayetleri, hatta izlenen TV yayının internet kotasından düşmesi gibi ölümcül hatalar nedeniyle kuruluş ana fikrine aykırı olarak uyduya taşınma yolunu seçmesine rağmen abone kaybetmeye başladı.

Mobil İletişim
mobile-internetKendisi ayrı bir yazı ve tartışma konusu olan Aycell+Area= Avea sürecinde Avea’nın frekans talihsizliği nedeniyle kapsama alanı sorunu bir türlü tam olarak çözülemedi. Ek olarak kamu personeline bedava sayılacak bedeller ile verilen hatlar nedeniyle marka bir türlü hak ettiği yere gelemedi. Yine diğer markalar teknolojik yenilikleri peşi sıra duyururken Avea tarafında elindeki tüm imkanlara rağmen ses getiren bir yenilik oluşturulamadı.


 

Yukarıda yeralan tespitler analiz edildiğinde tümünün ortak noktasını tespit etmek oldukça kolay. Geleceği okumadaki yavaşlık, eldeki imkanlar ile iyi ürünler ortaya çıkartamamak, genç nüfusun istediğini sunmaya direnmek, ekosistemi büyütmek yerine hep yok etmek üzerine alınan kararlar.
TT halen Türkiye’de en büyük fiber optik altyapıya sahip, iletişimde en yaygın şirketi durumunda. Sahip olduğu sabit internet kullanıcısı ile büyük bir ağı yönetiyor ve bu konumundan ötürü veri merkezleride dahil olmak üzere ülkedeki internete yön veriyor. Yıllardır süren bu iktidarın ise doğal olarak yorucu bir temposu ve beraberinde getirdiği karlılıkta hızlı düşüş gibi riskleri bulunuyor.

 

Şimdilerde yukarıda sayılanlardan farklı olarak iletişimde de farklı kıpırdanmalar başladı. Yurtdışı oyuncuların fiber optik kabloları ile ülkeye giriş yapmaları ile rüzgar her an terse dönebilir. Peki bu alanda neler kapıda bunu da bir sonraki yazımda özetlemeye çalışacağım

Linkler:
http://www.haberturk.com/ekonomi/is-yasam/haber/1142809-turk-telekom-3-ceyrekte-zarar-acikladi
http://www.hurriyet.com.tr/k-rda-telekom-zararda-avea-29192796

]]>
https://daghan.com/kus-yuvadan-ucuyor.dgn/feed 0
İnternet, Suç ve Ceza https://daghan.com/internet-suc-ve-ceza.dgn https://daghan.com/internet-suc-ve-ceza.dgn#respond Wed, 16 Jan 2013 20:36:27 +0000 https://www.daghan.com/?p=1560 Her ne kadar internetin tohumu; Amerikan ordusu tarafından 1969′da Arpanet ismi ile askeri amaçlar için atılmış olsa da, sonrasında üniversitelerin ağı genişletmesi ve aktif kullanımı nedeniyle internet, hep özgürlük kelimesi ve geleceğin teknolojisi olarak anıldı.

Çok uzak değil, bundan sadece 15 yıl kadar önce internet; toplumun yer katmanına yayılmamış, sadece belirli bir kesim tarafından kullanılabilen lüks bir iletişim aracıydı. “İnternete girmek” efsanevi Dialup – Sesi ile başlardı. O dönem insanları için bu melodi, dünyaya açılan kapının, gıcırdayan sesiydi.

Koşan Köpek

90’ların yalıtılmış, kısıtlı internetinde kötülerden korumak bu kadar kolaydı…

İnternet popülasyonu bu denli artmadan önce internete; kafeden değil, evinden, hem de günde 3-4 saat süreyle bağlanabilme lüksüne sahip olabilenler şanslı azınlıklardı. İnternet, yasal düzenlemelerden, zorlamalardan uzak, özgürlüğün ve samimi dostlukların kurulabilediği eşsiz bir ortamdı.

Hiçbir zaman sahip olamadığımız düşünce ve düşündüğünü dile getirme özgürlüğünü kısıtlı bir sürede olsa bize yaşatan internet, ağızlara bir parmak bal çaldı, güzel anılar bıraktı ve hayatımızdan çekti gitti. Ortalama bir kullanıcının, uyumadığı her anında internet ortamına erişilebilir konumda olduğu düşünüldüğünde; bu yeni yaşam alanının da bir düzene, intizama ihtiyaç duyması normal olarak karşılanıyor. Ama… Ama çünkü artık internet = özgürlük değil! Sokakta başınıza gelebilecek her tür kötülük artık internetle ile de yanı başımızda.

Dost meclisinde konuştuklarınızı sosyal medyada paylaşırsanız yargılanabilir, gezdiğiniz internet siteleri yüzünden cezalandırılabilir, elektronik bankacılık araçlarının kötü kullanımı ile soyulabilir, sahte alışveriş siteleri aracılığı ile kandırılabilir, kalitesi düşen popülasyon nedeniyle hayatınız ile ilgili ciddi problemler yaşayabilirsiniz.

İnternet = özgürlük değil, internet = toplumun aynası…

Birileri elinde ceza makbuzu kim suçlu, kim suçsuz araya dursun Dostoyevski’nin romanlarından Suç ve Ceza’nın kısa bir özetini yapalım, belki aradığımız cevapları buluruz…

Başarılı bir öğrenci olmasına rağmen hukuk fakültesini maddi sebeplerden ötürü yarıda bırakmak zorunda kalmıştı. Kirasını bile doğru dürüst ödeyemediği pis ve köhne bir odada yaşamaya mecbur olmuştu. Sıkıntılı günler geçiren Raskolnikov için yine tefecinin yolu görünmüştü… Daha öncede eşyalarını rehin bıraktığı yaşlı kadın Teteri, getirdiği saat için 1.5 Ruble teklif etti. O da mecburen kabul etti.
Eve döndüğünde yorgundu, annesinden gelen mektubu gördü. Kız kardeşi, Luzhin adında çift memurluğu olan 45 yaşındaki biriyle evlenecekti. Yeni damat annesinin yanlarına taşınması için de yardım edecekti. “Bu evlilik olmayacak!” diye aklından geçirdi.

Dışarı çıktı bir kaç saat dışarıda dolaştıktan sonra bir yerde uyuya kaldı. Uyandığında dünyanın bu adeletsizliğine lanet etti. Para neden onu yönetmesini bilmeyen, adeletsizlerin elindeydi? Raskalnikov tefeci kadını öldürmeye karar vermişti. Paralarını alacak, öğrenimini tamamlayıp topluma faydalı bir insan olacaktı. Muhakkak ki topluma faydalı bir Raskalnikov, faizci bir kadından çok daha iyidir diye düşündü.

Kimseye görünmeden yaşlı tefecinin evine gitti. Onu ve görgü tanığı kalmaması için yaşlı Teteri’nin kız kardeşini öldürdü. Geride hiçbir iz kalmamasına karşın Raskolnikov müthiş bir tedirginlik içine düşmüştü. İnsanlığını ve masumiyetini kaybetmişti. Önceleri sevdiği kız Sonya’ya suçunu itiraf etti. Sonralarda  Raskolnikov, polise de teslim oldu ve cezasını çekmek üzere Sibirya’ya gitti.

 

Asıl suçlu kim? Raskalnikov mu? Yaşamak zorunda kaldığı ve onu suça iten toplum mu?

]]>
https://daghan.com/internet-suc-ve-ceza.dgn/feed 0