Suç ve Ceza – Daghan.com – Gerekirse YAZARım https://daghan.com Teknoloji, sosyal medya, veri merkezi (datacenter) üzerine Wed, 27 Jan 2021 23:35:16 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.2.2 https://daghan.com/wp-content/uploads/2020/06/logo.ico Suç ve Ceza – Daghan.com – Gerekirse YAZARım https://daghan.com 32 32 İzinsiz reklam devri kapandı! https://daghan.com/izinsiz-reklam-sikayet.dgn https://daghan.com/izinsiz-reklam-sikayet.dgn#respond Fri, 01 May 2015 14:06:21 +0000 https://www.daghan.com/?p=3039 Düşük sermaye ile kurulabilen call center iş alanı Türkiye’de büyük ilgi gördü. IP telefon sistemlerinin yaygınlaşması, arama maliyelerinin düşmesi, call center şirketlerinin sayısında patlamaya sebep oldu. Ev dışında çalışma imkanı bulunmayanlara da istihdam yaratması açısından sevindirici bir gelişme olarak görülen arama merkezleri, bir süre sonra rahatsızlık veren tele pazarlama silahlarına dönüştü.
Arama merkezi sayısı arttıkça elde edilebilecek kar oranı düşerken, bir arama merkezi çalışanı sabah internet aboneliği için telefonu tuşlar iken az sonra dijital uydu platformu için “Bedava Üyelik Kazandınız” aramaları yapıyor, kalan vaktinde ise bitkisel ürün tanıtımı yapmak durumunda kalıyordu. Aslında arayan ve aranan aynı kişiler olmasına rağmen bilindik mücadeleler veriliyor ve her bir şirket veya ürün için “numaramı nereden buldunuz” tartışmaları yaşanıyordu.  İhtiyaç olan numaraların temini genelde abonesi yüksek büyük şirketlerin müşteri veri tabanlarından çalışanlar tarafından sızdırılıyor veya GSM operatörleri tarafından aranan kriterlere uygun numaraların satışı gerçekleştiriliyordu. Yine internet üzerinden satın alınabilen e-posta adresleri ile de spam e-posta gönderimi yapılabiliyordu.
Kayıt olunmayan yerlerden gelen bu aramalar tüketicileri çıldırtırken, bir kez numarasını bu sisteme kaptıranın kurtulması maalesef mümkün olamıyordu.
1 Mayıs 2015 tarihi itibari ile uygulamaya başlanan “Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun” ile artık izinsiz gönderim devri kapanmış oldu. Bu tarih itibari ile izin vermediğiniz yerlerden reklam gönderimleri yapılıyor ise işte izleyeceğiniz yöntemler…
Şikayetin Hazırlanması:

  • İzinsiz SMS: Kısa mesaj yoluyla yapılan ticari iletişimde; şikayetçinin telefon numarası, şikayetçinin abonesi olduğu GSM operatörünün adı, şikayete konu iletiyi gönderenin numarası, bu numaranın bulunmaması halinde marka ve işletme adı gibi alfanumerik bilgisi, iletinin gönderilme tarihi, saati ve içeriği ile esnaf veya tacir olmaları halinde bu bilgisine yer verilir.  İletinin yazılı veya görsel bir örneği başvuruya eklenir.
  • İzinsiz E-Posta: Elektronik posta yoluyla yapılan ticari iletişimde; şikayetçinin elektronik posta adresi, şikayetçiye elektronik posta hizmeti sağlayan işletmenin adı, şikayete konu iletiyi gönderenin elektronik posta adresi, iletinin gönderilme tarihi, saati ve içeriği ile esnaf veya tacir olmaları halinde bu bilgisine yer verilir. İletinin yazılı veya görsel bir örneği başvuruya eklenir.
  • İzinsiz Arama: Sesli arama yoluyla yapılan ticari iletişimde; şikâyetçinin telefon numarası, şikâyetçinin abonesi olduğu GSM veya sabit hat operatörü adı, şikayete konu iletiyi gönderenin numarası, bu numaranın alınamaması halinde marka ve işletme adı gibi bilgisi, iletinin gönderilme tarihi, saati ve içeriği ile esnaf veya tacir olmaları halinde bu bilgisine yer verilir.
  • Diğer elektronik iletişim araçları ile yapılan ticari iletişimde, iletişim aracının türüne bağlı olarak gerekli bilgilere yer verilir.

İzinsiz gönderim şikayeti nereye yapılır?

  • Şikayet başvuruları, izinsiz mesajın alıcısının ikametgahının bulunduğu yerdeki Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İl Müdürlüğüne yapılır.
  • Şikayetler yazılı olarak ıslak imzayla veya elektronik ortamda e-Devlet kapısı üzerinden güvenli elektronik imza ya da mobil imza yoluyla İl Müdürlüğüne yapılabilir.

İzinsiz reklam başvurusu için başvuru süresi

  • Şikayet başvurusu, ticari elektronik iletinin gönderildiği tarihten itibaren en geç 6 ay içinde yapılır. Şikâyetçi ancak kendisine ait elektronik iletişim adreslerine gönderilen iletilere ilişkin şikâyette bulunabilir. Bu maddede yer alan şartları taşımayan başvurular İl Müdürlüğünce işleme konulmaz.

Şikayet sonrası süreç nasıl işler?

  • İl Müdürlüğü tarafından, hakkında şikâyet bulunan hizmet sağlayıcı tespit edilir. Konuya ilişkin bilgi ve belgeler ilgilisinden temin edilerek şikâyet sonuçlandırılır. Ancak, gerekli hallerde İl Müdürlüğünce denetim için görevlendirilen personel tarafından yerinde denetim yapılabilir.
  • Hizmet sağlayıcı, İl Müdürlüğü tarafından söz konusu şikâyetle ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeleri, bu talebin tebliğinden itibaren 15 gün içinde teslim etmekle yükümlüdür. Gerekli hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere 15 gün uzatılabilir. Aksi takdirde, hizmet sağlayıcıya Kanunda öngörülen idari para cezası uygulanır.
  • İl Müdürlüğü, hizmet sağlayıcının doğrudan tespit edilmesine imkân bulunmadığı hallerde, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile elektronik haberleşme hizmeti sunan işletmecilerden bilgi ve belge talep edebilir.
  • İşletmelere, ihlal halinde bin TL’den 15 bin TL’ye kadar ceza verilirken onaysız olarak bir defada birden fazla ileti gönderilmesi halinde, ceza üst limiti 50 bin TL olacak.

Çıkış işlemi kolay ve ücretsiz olmalı!
izinsiz-sms-gonderimYeni yasal düzenlemeyle ticari elektronik ileti, alıcıya ancak önceden onayı alınmak kaydıyla gönderilebiliyor. SMS’lerin yanı sıra telefon, çagrı merkezi, faks, otomatik arama makineleri, akıllı ses kaydedici sistemler ve elektronik posta vasıtaları da onay kapsamı içinde.
Dahil olmadığınız bir listeden çıkış için SMS bedeli ödeyerek çıkış talep edilmesi uygulama esasına da aykırı. Ret bildirimi kolay ve ücretsiz olmak zorunda!
“Duyuru almak istemiyorsanız hayır yazın” gibi mesajlara cevap verme yükümlülüğü bulunmadığı gibi  bu konuda “sessizlik” red anlamı taşımakta…

İlk bakışta arama merkezleri, sms satan operatörler veya e-posta gönderici şirketler açısından mali bir kayıp gibi görülsede sevimsiz bir pazarlama yönteminin terk ediliyor olması buradaki bütçenin daha yaratıcı alanlara kayması açısından sevindirici.

]]>
https://daghan.com/izinsiz-reklam-sikayet.dgn/feed 0
Yer Sağlayıcıya Sansür Baskısı https://daghan.com/yer-saglayici-hukuki-surec.dgn https://daghan.com/yer-saglayici-hukuki-surec.dgn#respond Fri, 30 Aug 2013 13:17:06 +0000 https://www.daghan.com/?p=2153 İnternet ile 12 Nisan 1993 tarihinde, Ankara Washington arasında kurulan ilk kiralık devrenin yardımıyla tanışan Türkiye’de bugün; 40 milyona yakın internet kullanıcısı, bu kullanıcılara hitap eden milyonlarca internet sitesi ve bu internet sitelerine barındırma hizmeti veren yüzlerce yer sağlayıcı bulunmaktadır.

İnternet Kanunu (5651)

İnternete ilişkin özel hukuki düzenlemeler, aralarında ABD, Almanya, Fransa, İtalya ve İngiltere’nin de yer aldığı ülkelerde 80’li yıllar ile 90’lı yılların başlarında yapılırken Türkiye bu konudaki gereksinimini ancak 2007 yılında karşılayabilmiştir. 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun (nam-ı değer İnternet Kanunu), 23 Mayıs 2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yürürlüğe giren bu kanun ve ülkedeki iletişim için gerekli düzenlemeler ve mevzuat denetimleri ise Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından yapılmaktadır.

5651’de Kim Kimdir?

Kanun ile içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları belirlenmiştir. Buna göre;

“İçerik Sağlayıcı”; İnternet ortamı üzerinden sunulan her türlü bilgi veya veriyi üretmek, değiştirmek ve sağlamak, içerik sağlama faaliyetini yapan olarak tanımlanırken,
“Yer sağlayıcı”; Hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişiler olarak tanımlanmaktadır.

Yapılan bu tanımların ışığında; internet hizmetleri sunulması için sunucu tahsis eden/barındıran veri merkezleri ve ücret karşılığı web barındırma hizmeti sağlayanlar “Yer Sağlayıcı” kategorisinde yer almaktadır.

Site Erişim Engellemeler

5651 sayılı Kanun’da belirtilen katalog suçlar kapsamında verilen erişimin engellenmesi kararları, kararı veren hakim, mahkeme veya Cumhuriyet Savcısı tarafından gereği yapılmak üzere Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na gönderilmekte ve kararlar Telekomünikasyon İletişim Başkanlığınca yerine getirilmektedir.

Bunların dışında kanunun 8. maddesinde sayılan suçların oluşması durumunda ilgili içerik veya yer sağlayıcının yurtdışında olması durumunda başkanlıkça re’sen erişimin engellenmesi yapılabilmekte; müstehcenlik ve çocukların cinsel istismarı suçlarının oluşması ve içerik veya yer sağlayıcının yurt içinde bulunması durumunda yine Başkanlıkça re’sen erişimin engellenmesi yapılıp mahkeme onayına sunulmaktadır.

Yani anılan kategorilerde olduğu düşünülen sitelerin yurtdışında barındırılıyor olunması durumunda Türkiye içi erişim engellemesi yapılmakta, eğer ilgili siteler Türkiye’de barındırılıyor ise TİB tarafından Cumhuriyet Savcılıkları kanalı ile suç duyurusunda bulunulmaktadır.

TİB Suç Duyuruları

TİB tarafından Cumhuriyet Savcılığı’na yapılan şikayet metinlerinde, içerik sağlayıcıya (içeriği üretene, sitenin sahibine) ait bilgilere, yer sağlayıcılar üzerinden ulaşılabileceği bilgisi ile bir yol gösterme yapılmaktadır. Yapılan şikayetlerde zaten kendi talebiyle kurumdan yer sağlayıcı belgesi almış ve iletişim bilgilerini kurum ile paylaşmış olan yer sağlayayıcıya ait zahmetsizçe ulaşılan adres bilgileri bulunmaktadır.

Yer sağlayıcının ilindeki Cumhuriyet Savcılığına intikal eden dosya sonrası şikayet değerlendirilmekte, aslında “Bilgisine Başvurulacak” kişi olan yer sağlayıcı “Sanık” sıfatı ile polis merkezine davet edilmektedir.

Fuhuşa Yer Sağlayan, Yer Sağlayıcılar.

TİB’in şikayetlerinde büyük ağırlık genelde müstehcenlik konusunda olduğundan “Yer Sağlayıcı” nın polis merkezindeki ilk durağı “Ahlak Masası” olur!

Suçu teknoloji/internet işi yapmak olan bizim “Yer Sağlayıcı”, şikayetlerde yapılan usul hatası ve şikayet eklerinde yer sağlayıcı hakkında düşülen özel notlar nedeniyle polis merkezinde ahlak masasında fuhuşa yer sağlayan sıfatı ile ifade vermektedir.

İfade süreci sonrasında ilgili savcılık dosya ve ifadeyi inceleyerek; yoruma göre yer sağlayıcı için takipsizlik kararı verebilmekte veya dosyayı mahkeme sevk edebilmektedir.

Sonuç?

İnternet Kanunu’nun 2. maddesinde “hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlanan yer sağlayıcı, İnternet Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Ancak yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, İnternet Kanunu’nun 9. maddesine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkan bulunduğu ölçüde içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.

Dolayısıyla, yer sağlayıcısının yükümlülüğü, ancak İnternet Kanunu kapsamında usulüne uygun olarak kendisine bildirilen hukuka aykırı içeriği yine İnternet Kanunu’nda belirtilen süre içerisinde yayından kaldırmaması halinde mümkün olabilecektir. Kendisine İnternet Kanunu kapsamında bildirim dahi yapılmayan yer sağlayıcısı aleyhine bir karar verilmesi İnternet Kanu’nu hükümleriyle bağdaşmamaktadır.

Yapılan hukuki süreç baskısı ile anılan bu tip hukuki süreçleri yaşamamak adına, ucu açık ve tanımı kişiden kişiye değişen müstehcen içeriğe ek olarak her tür fikir, siyasi görüşe yönelik içeriğin “yarın sorun olabilir” düşüncesi ile “Yer Sağlayıcı” tarafından sansürlenebilmesi olasıdır. İşi; kesintisiz internet hizmeti sunmak olan yer sağlayıcıya yıkılan sansür ödevi ile yapılacak uygulamalar, bağımsız yargının vereceği kararların yerini tutamayacağı gibi demokrotik yaklaşımlara da ters düşecektir.

Polisin ilgili birimlerini, hukuk sistemimizi gereksiz yere meşgul eden bu uygulamalar nedeniyle “Yer Sağlayıcı” mağdur olduğu gibi kamu davasına dönüşen davalarda süreç yukarıda belirttiğim mantık ve kanun düzenlemesi çerçevesinde “Yer Sağlayıcı” lehine sonuçlanmaktadır.

Yine sanık sıfatıyla yargılanan “Yer Sağlayıcı”, kendisini vekil ile temsil ettirdiği durumlarda hakkında beraat kararı verilmesi ile birlikte makdu vekalet ücretinin kamu hazinesinden alınarak sanık müdafine verilmesine hükm olmakta ve açılan her davada kamu zarara uğratılmaktadır.

TİB tarafından Cumhuriyet Savcılıklarına yapılan şikayetlerde yapılacak küçük bir düzenleme ve şikayete konu olan içeriği barındıran yer sağlayıcılar hakkında düşülen kişisel notların şikayet evraklarından çıkartılması suç işleyinin yargılanmasına engel olmadan, yaşanan tüm bu sürecin daha kolay yönetilebilir bir hale gelmesini sağlayacaktır.

]]>
https://daghan.com/yer-saglayici-hukuki-surec.dgn/feed 0
İnternet, Suç ve Ceza https://daghan.com/internet-suc-ve-ceza.dgn https://daghan.com/internet-suc-ve-ceza.dgn#respond Wed, 16 Jan 2013 20:36:27 +0000 https://www.daghan.com/?p=1560 Her ne kadar internetin tohumu; Amerikan ordusu tarafından 1969′da Arpanet ismi ile askeri amaçlar için atılmış olsa da, sonrasında üniversitelerin ağı genişletmesi ve aktif kullanımı nedeniyle internet, hep özgürlük kelimesi ve geleceğin teknolojisi olarak anıldı.

Çok uzak değil, bundan sadece 15 yıl kadar önce internet; toplumun yer katmanına yayılmamış, sadece belirli bir kesim tarafından kullanılabilen lüks bir iletişim aracıydı. “İnternete girmek” efsanevi Dialup – Sesi ile başlardı. O dönem insanları için bu melodi, dünyaya açılan kapının, gıcırdayan sesiydi.

Koşan Köpek

90’ların yalıtılmış, kısıtlı internetinde kötülerden korumak bu kadar kolaydı…

İnternet popülasyonu bu denli artmadan önce internete; kafeden değil, evinden, hem de günde 3-4 saat süreyle bağlanabilme lüksüne sahip olabilenler şanslı azınlıklardı. İnternet, yasal düzenlemelerden, zorlamalardan uzak, özgürlüğün ve samimi dostlukların kurulabilediği eşsiz bir ortamdı.

Hiçbir zaman sahip olamadığımız düşünce ve düşündüğünü dile getirme özgürlüğünü kısıtlı bir sürede olsa bize yaşatan internet, ağızlara bir parmak bal çaldı, güzel anılar bıraktı ve hayatımızdan çekti gitti. Ortalama bir kullanıcının, uyumadığı her anında internet ortamına erişilebilir konumda olduğu düşünüldüğünde; bu yeni yaşam alanının da bir düzene, intizama ihtiyaç duyması normal olarak karşılanıyor. Ama… Ama çünkü artık internet = özgürlük değil! Sokakta başınıza gelebilecek her tür kötülük artık internetle ile de yanı başımızda.

Dost meclisinde konuştuklarınızı sosyal medyada paylaşırsanız yargılanabilir, gezdiğiniz internet siteleri yüzünden cezalandırılabilir, elektronik bankacılık araçlarının kötü kullanımı ile soyulabilir, sahte alışveriş siteleri aracılığı ile kandırılabilir, kalitesi düşen popülasyon nedeniyle hayatınız ile ilgili ciddi problemler yaşayabilirsiniz.

İnternet = özgürlük değil, internet = toplumun aynası…

Birileri elinde ceza makbuzu kim suçlu, kim suçsuz araya dursun Dostoyevski’nin romanlarından Suç ve Ceza’nın kısa bir özetini yapalım, belki aradığımız cevapları buluruz…

Başarılı bir öğrenci olmasına rağmen hukuk fakültesini maddi sebeplerden ötürü yarıda bırakmak zorunda kalmıştı. Kirasını bile doğru dürüst ödeyemediği pis ve köhne bir odada yaşamaya mecbur olmuştu. Sıkıntılı günler geçiren Raskolnikov için yine tefecinin yolu görünmüştü… Daha öncede eşyalarını rehin bıraktığı yaşlı kadın Teteri, getirdiği saat için 1.5 Ruble teklif etti. O da mecburen kabul etti.
Eve döndüğünde yorgundu, annesinden gelen mektubu gördü. Kız kardeşi, Luzhin adında çift memurluğu olan 45 yaşındaki biriyle evlenecekti. Yeni damat annesinin yanlarına taşınması için de yardım edecekti. “Bu evlilik olmayacak!” diye aklından geçirdi.

Dışarı çıktı bir kaç saat dışarıda dolaştıktan sonra bir yerde uyuya kaldı. Uyandığında dünyanın bu adeletsizliğine lanet etti. Para neden onu yönetmesini bilmeyen, adeletsizlerin elindeydi? Raskalnikov tefeci kadını öldürmeye karar vermişti. Paralarını alacak, öğrenimini tamamlayıp topluma faydalı bir insan olacaktı. Muhakkak ki topluma faydalı bir Raskalnikov, faizci bir kadından çok daha iyidir diye düşündü.

Kimseye görünmeden yaşlı tefecinin evine gitti. Onu ve görgü tanığı kalmaması için yaşlı Teteri’nin kız kardeşini öldürdü. Geride hiçbir iz kalmamasına karşın Raskolnikov müthiş bir tedirginlik içine düşmüştü. İnsanlığını ve masumiyetini kaybetmişti. Önceleri sevdiği kız Sonya’ya suçunu itiraf etti. Sonralarda  Raskolnikov, polise de teslim oldu ve cezasını çekmek üzere Sibirya’ya gitti.

 

Asıl suçlu kim? Raskalnikov mu? Yaşamak zorunda kaldığı ve onu suça iten toplum mu?

]]>
https://daghan.com/internet-suc-ve-ceza.dgn/feed 0