iletişim – Daghan.com – Gerekirse YAZARım https://daghan.com Teknoloji, sosyal medya, veri merkezi (datacenter) üzerine Wed, 10 Apr 2019 20:46:21 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.2.2 https://daghan.com/wp-content/uploads/2020/06/logo.ico iletişim – Daghan.com – Gerekirse YAZARım https://daghan.com 32 32 Darbecilere İletişim Çelmesi! https://daghan.com/darbecilere-iletisim-celmesi.dgn https://daghan.com/darbecilere-iletisim-celmesi.dgn#respond Wed, 31 Aug 2016 08:02:47 +0000 https://www.daghan.com/?p=4492 “EKOMETRE Yıl 15 Sayı 408 – Ağustos 2016″
darbecilerİletişim kanallarının çeşitliliğinin ne kadar hayati bir gereksinim olduğunu son yaşadıklarımız tekrar gösterdi. TRT yayınına müdahale ederek bildiri okutmak veya bilindik 3-4 medya kuruluşunun yayınını kesmek bilginin akışını engellemeye yetmedi. Artık ne tek televizyon kanalımız ne de sadece konvansiyonel medya araçlarımız var. Ülke olarak stratejik olarak korumamız gereken en büyük ağımız internet.
Bu köşeden de defalarca önemini anlatmaya gayret ettiğim bilim, teknoloji ve iletişimin gücünün, vatandaşlarımızın canlarını kaybettiği bir kalkışmanın sonucunda anlıyor olmak ve bu durumu “bak işte” diye örneklemek üzücü.
cumhurbaskanligi-tweet
O gün Cumhurbaşkanlığı mesajını sosya medya üzerinden yayınladı.

İletişimin devlet tekelinde olmaması gerekliliği, iletişimde devletin sadece düzenler konumda olup, şirket kayırmadan yeni markaların önünü açması gerektiğini anlamak gerekiyor. Ülkemize ait, yani bize ait altyapıyı imtiyaz sözleşmesi ile 2026’ya kadar işletmesi, büyütmesi ve “paylaşması” adına kiraya veren devletimiz, verdiği söze uymayan “kiracının” bu hareketinin altında yatan ve ticari olmayan iletişimde tekel olma arzusunu görmesi gerekiyor. Hak ettiğimiz internet hızlarına sahip olamamamız bir yana, gelişime taş koyan tekel zihniyeti nedeniyle neredeyse bir düğmeye basınca duracak internet altyapısına sahip olmamız bu konunun öyle böyle bir durum olmadığını gösteriyor.
Konuyu biraz daha net anlatmak adına şu soruyu kendimize soralım: Cumhurbaşkanımız o gece 4.5G bağlantısına sahip bir akıllı telefon ile özel bir televizyon kanalına bağlanamamış ve vatandaşlarını sokağa çağıran mesajını duyuramamış olsaydı neler olurdu?
BİLİM VE TEKNOLOJİ
Bilim: “Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi.”
Teknoloji: “Bir sanayi alanında gücü ve bilgiyi biriktirme, denetleme, işleme, iletme gibi amaçlarla oluşturulan makinelerin, araç gereçlerin, aygıtların, yöntemlerin vb. tümünü kapsayan uygulama bilgisi.”
Sonuç olarak iki tanımında ortak paydası “bilgi”. Bilgiye sahip olmak için de daha önce yazılmış olanları “OKUMAK” gerekiyor. Birilerinin daha çok, en çok bildiğini iddia etmesine aldırmadan kendi akıl süzgeciniz ile “OKUMAK” gerekiyor. Başkasının peşine güdümlü füze gibi takılıp, körü körüne koşturmak, insanın kendi benliğini de değersizleştiriyor. O yüzdendir ki toplumu avucuna almak isteyenler ya toplumu bilgisiz ve bilimsiz bırakmak için çalışıyor ya da bilgiyi araştırmaya üşenen tembellere kendi doğrularını dikte etmeye çalışıyor.
Başkasının bilimine, ilmine, teknolojisine bizleri mahkum etmeye çalışanlara inat artık alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekiyor. Artık yaşadığımız bu musibet, bin nasihatten daha etkili olsun ve toplumsal barışımızı, “bilgi” ile taçlandıralım.
Hayatını hiçe sayıp bu ülkenin bir çakıl taşı için kendini feda eden kahramanlar! Bu ülke sizi asla unutmayacak…

]]>
https://daghan.com/darbecilere-iletisim-celmesi.dgn/feed 0
Kambersiz düğün olmaz https://daghan.com/kambersiz-dugun.dgn https://daghan.com/kambersiz-dugun.dgn#respond Tue, 18 Sep 2012 09:36:59 +0000 https://www.daghan.com/?p=1351 Tarihsel dayanağı; kötü ruhların evlilik müessesesine zarar vermesine engel olmak olan düğünlerin, eski çağlarda, eğlenceli olmasının yanı sıra mümkün olan en fazla kalabalıkla yapılmasına dikkat edilmiştir. Kalabalığın ve eğlencenin çokluğu oranında, kötü ruhların evlilikten uzak kalacağına inanılmıştır.
İnsanların toplumsal gelişim göstermesi sonucunda düğünler eskisi gibi kötü ruhları kovmak için yapılmasa da, yeni kurulan yuvanın toplum tarafından kabulü ve kutsanması anlamını taşır. Yine sosyalleşme olanakları çok fazla olmayan topluluk mensupları, düğün ortamında yeni bireyler ile tanışma fırsatı yakalar, bilgi aktarımı yapar, insanın doğal ihtiyacı olan eğlenme arzusunu karşılarlar.
İyi bir düğünün formülü; saf eğlence, kutlama coşkusu ve paylaşımdır. 
İletişim olanaklarının kısıtlı olduğu dönemlerde farklı kültürlerin düğünlerini izlemek, benzerlerini kendi için uygulamak çok da kolay ve mümkün olmasa da, artık gelişen iletişim araçları yardımı ile dünya düğünlerinden (Royal Wedding 2011) esinlenme! ve hatta canlı izlemek mümkün hale gelmekte.

“Kendi güzel rengini ortaya çıkartmak yerine dünyanın çeşitli renklerini rastgele karıştıran düğün sahiplerinin elde ettiği tek renk kahverengidir.”

Geleneksel değerlerini korumak veya yenilik yaparak geliştirmek arasındaki tercih kişilerin kendi hür iradesi ile karar verecekleri bir seçim. Ancak kendine yakışmayan, sırıtan daha önemlisi kendinin bile eğlenmediği bir şeyler yapma çabası komik ve daha kötüsü sıkıcı olmaktan başka bir şey değil. Sosyo-ekonomik konumunu tartmadan, filmlerden, ünlü düğünlerinden, her gördüğününden bir parça tatmak isteyen düğün obezlerinin sonunda ortaya karışık can sıkıntısı üretmesi de işte tam bu yüzden…
Günün sonunda Düğün = Eğlence,mutluluk gibi basit bir amaç taşırken, kendine uyanı yapmayanlar için Düğün = Karşılıklı kapris, maliyetler, mutsuzluk, yorgunluk, insanları memnun etme çabası haline gelmektedir.
İmkan olan düşük bütçenin zorlanması sonucunda layığı ile yapılamayan; lazerli, dumanlı, yanar-dönerli girişler, 10 metrede patlayan ucuz havai fişekler, maket pastadan çıkan güvercin gibi orjinallik olarak adledilen gariplikler sonucunda hiç birinin konukları eğlendirememesi ve beklentileri David Copperfield seviyesine taşıması ve dahi maddi yıkıma uğrayan mutsuz düğün sahiplerinin asık yüzleri şeklinde bir fotoğraf ortaya çıkabilir.
Herkes hayatının önemli günlerinin güzel hatırlanmasını ister ve bu en doğal hakkıdır. Ama kendi genetik şifresine, bütçesine aykırı işler yapmaya kalkanlar için, ayağı sıkan ayakkabının gece sonunda hissettirdiği tek şey, su toplayan ayaklardır.

“Kamber, Hz. Ali’nin kölesi, bugün kü karşılığı ile Hz. Ali’nin muhavızıdır. Anadolu alevilerinin dedeleri, köyleri gezerken, onlara rehberlik yapan ve yardım eden kişilere de Kamber denir. “

]]>
https://daghan.com/kambersiz-dugun.dgn/feed 0