estonya – Daghan.com – Gerekirse YAZARım https://daghan.com Teknoloji, sosyal medya, veri merkezi (datacenter) üzerine Mon, 25 Jan 2021 16:02:17 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3 https://daghan.com/wp-content/uploads/2020/06/logo.ico estonya – Daghan.com – Gerekirse YAZARım https://daghan.com 32 32 Bu Estonya Artık Hoşaf Tadı Verdi! https://daghan.com/estonya-artik-hosaf-tadi-verdi.dgn https://daghan.com/estonya-artik-hosaf-tadi-verdi.dgn#respond Wed, 06 Sep 2017 15:57:41 +0000 https://www.daghan.com/?p=4749 “EKOMETRE Yıl 16 Sayı 421 – Eylül 2017”
Elektronik kripto para birimleri son dönemde oldukça popüler. Genelin kulak aşinalığı olan Bitcoin yanında Ethereum, Litecoin ve yüzlerce farklı isimde kripto para piyasada işlem görüyor. Kripto para kavramı, dünün konusu olmasa da dalgalı değerlenme potansiyeli ile ulusal basının da “sabun köpüğü” haberleri ile kendine yer bulabiliyor. Geleneksel basının özellikle teknoloji konusundaki “göz kanatan” teknoloji haberleri, konunun uzmanlarını sinir etse de ulusal mecralar haber yapıldıkça elektronik paraların değeri artmaya devam ediyor. Sonuçta reklamın iyisi kötüsü olmuyor…
Gerçek para ile satın alınarak giriş yapılan kripto para ile değer dalgalanmasına dayalı al/sat yaparak gelir elde edenlerin sayısı artıyor. Ama sonuç olarak elektronik para sistemlerinin geleceği sadece yatırım amaçlı kurgulanmış değil, gelecekte hayatımız içinde daha çok kullanılacak olması beklenen ve planlanan bir sonuç.
Devletin bastığı kâğıt paraya rakip olan elektronik paranın neden yükselişte olduğunun ise çok basit bir cevabı var. Özgürlük! Kripto para sisteminde, yapılan transferler herkese açık olarak izlenebilse de transferi kimin yaptığının bulunması transfer sahibi kendisini açık etmiyor ise kolay değil.
Estonya, “Estcoin” adını verdiği kendi kripto parasını çıkarıyor.
Estonya son dönemde bilişime yaptığı yatırım ile sürekli gündemde. Estonya iki buçuk yıl önce “e-vatandaşlık” adı verilen bir uygulama başlatmış ve yatırımcılar aldıkları dijital kimlik kartı ile uzaktan tüm bankacılık ve şirket kayıt işlemlerini yapabilir hale gelmişti. İnternet sitesi üzerinden form doldurup, kart bedelini ödeyen herkes Estonya’da şirket kurabilir hale gelirken, 22 binden fazla kişi programa kayıt oldu. Bu kartlar ile oturduğunuz yerden Estonya merkezli kurulan şirketler ise vergiden muaf olduğu için ciddi avantaja sahipler.
Tezgahını vatandaşının sırtına vurduğu ağır vergi sistemi ile döndüren bizim gibi ülkeler ise bu gelişmeleri burun bükerek izleyedursun, Estonya’nın yeni silahı “Estcoin” ile tanışmaya hazır olsunlar. Elektronik para hamlesi ile Estonya, yatırımcısının elde ettiği karı ülkelerine sokmalarını oldukça kolaylaştıracak imkanlar sunmak üzerine geliştiriliyor. Devlet alacaklarını kendi elektronik para birimi ile almayı hedefliyor, ülke içinde de bu paranın kullanıma açılması planlanıyor.
Hoşaf
TRT Haber’de yayınlanan “Bir Fikrin Mi Var” isimli yarışma programında ki “Organik Hoşaf” isimli proje ile ilgili sosyal medyada bir dünya yazıldı çizildi. Hep şikayet ettiğimiz sosyal medyanın kontrolsüzlüğü yine kendini gösterdi. Proje, yarışmayı kazanamamasına rağmen bu tip bir algı oluşturulmuştu. Organik hoşafın yeni bir icat olmaması hatta market raflarında bulunabilen ambalajlı alternatif ürün varken yeni diye sunulması hatalıydı. Bu denli ağır eleştiri yapılması doğru mu diye düşünüyordum ki “Organik Hoşaf” projesinin sahibi bayana bir başka ulusal kanalda rastladım. “Beni kıyafetimle ve inancımla eleştirdiler!” cümlesini duyduğumda hoşafın tadı azıma geldi ve programa monte edilen bu projenin gerçek bir “proje” olduğunu anlamış oldum. Toplumsal ayrışmayı bu denli kaşıyan işlerin son dönemde artıyor olması, bu konularda daha hassas olunması gerektiğini bir kez daha gösterdi.
Tabii biz hoşafın tadını düşünürken birileri de ülkesini kalkındıracak yeni projelerini açıkladı. Hoşaf moşaf derken de on günlük tatili patlattık. Oh ülkece en çok ihtiyacımız olan şeye kavuştuk yahu!
Şimdi soruyorum; sizce de bu estonlar yaptıkları işler, icatlar ile hoşaf tadı vermedi mi?

]]>
https://daghan.com/estonya-artik-hosaf-tadi-verdi.dgn/feed 0
9 Ay Sonrasını Düşünen Kahraman Olamaz (mı?) https://daghan.com/sgk-prim-ertelmesi.dgn https://daghan.com/sgk-prim-ertelmesi.dgn#respond Fri, 10 Mar 2017 13:28:45 +0000 https://www.daghan.com/?p=4667 “EKOMETRE Yıl 16 Sayı 414 – Şubat 2017”

Her zamanki gibi ayın son günü, mesainin son saatinde işverenler SGK prim ödemesi yapmak üzere sisteme girdiğinde aylık prim ödemelerinin olması gerekenden düşük olduğunu gördü. Gözler fal taşı gibi açıldı! Aslında haber sürpriz değildi. 08.12.2016 tarihinde yapılan Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında SGK primlerinin 9 ay ertelenmesi kararı alınmıştı. Buna göre de Ocak prim ödemeleri Ekim’e, Şubat ödemeleri Kasım’a, Mart prim ödemeleri de Aralık 2017 tarihine ertelenmişti. Gündemi çok yakından takip etmeyenler için Ocak’ın sürprizleri bu kadarla kalmıyordu. 2016 sonunda yapılandırılan vergi borçlarının 2. taksit ödemesi de üç ay ötelenmişti. (Neyse ki vergi affı taksiti 3 ay ötelendiğinde SGK gibi üst üste pişti olmayacak, faizsiz şekilde tüm taksitler kaydırıldı)

“Vergi affının taksit öteleme affı”, taksit ödemesi yapacakları mutlu etti. Ama 9 ay sonra ülkede nasıl bir bolluk olacaktı ki çift SGK primi ödenebilecekti? İşveren detaylar üzerinde çok durmadı/duramadı. Ya kısmet dedi…
İsteyen istemeyen herkesin primini 9 ay ötelemek, çift ödeme ile affa giden sürecin de tohumlarını atmış oldu. Öteleme, isteyene uygulanacak şekilde bir düzenleme ile yapılsaydı, ödeme gücü olan düzeni bozmadan primini ödeseydi?
-Madem ödeme gücü olan var, ödeyeceği primi kenara koysun, 9 ay sonra ödesin!
Maalesef bu makine öyle çalışmıyor. Ocak’ta affedilen prim, 1 Şubat’ta çoktan yerini, adresini bulmuştu. Ülkede kenara SGK primini istifleyecek işveren varsa da helal olsundu…

Velhasıl kelam sonuç olarak ÖTV indirimi gibi bonkör ikramlarla birlikte piyasaya hareket getirilmek isteniyor. Sonuçta ne demişler? Sinir sahibi olmaktansa para kaybetmek daha iyidir.

Cep Ülkelerinde, Genç Girişimciler
Geçtiğimiz yıllarda Ruslar, Almanlar, İngilizler bizim turistik bölgeleri domine ederken, yerli emekli turist Türkiye’deki yükselen tatil maliyetinden şikayet edip, gücü nispetinde 9 taksit Avrupa’yı gezmeye başladı. Dönüşte sosyal medya hesapları heykel, müze fotoğrafları ile doldu taştı. Paket turcular maliyet artmasın diye ufak tefek ne kadar ülke varsa bizimkileri bir güzel gezdirdi. O zamanlarda olaya turistik gezi gözüyle bakarken son aylarda işin rengi değişti emekliler yerine girişimciler bu ufak tefek ülkelere daha bir dikkatli incelemeye başladı. “Falanca ülkede iş nasıl kurulur?”, “Filanca ülkenin vergi sistemi nasıl” diye onlarca sosyal medya grubu kuruldu. Nasıl, niçin derken girişimciler ülkeyi terk etmeye başladı…
Genç girişimcilerin Türkiye’deki bir derdi vergi. Daha yıl sonu kazancını görmeden tahakkuk eden “Geçici Vergi”, KDV, SGK, Bağ-Kur iş yapmayı zorlaştıran unsurlar. Tüm bu giderler toplanınca şirket sahiplerinden yıllık %45’e yakın bir vergi alınıyor. Ama 45.339 km²’lik cep ülkesi Estonya’da tüm bu vergiler %0! “Nasıl yahu vergi yok mu?” Vergi var ama şirketinizden para çekmek isterseniz var. Yani şirketinizi büyütmek isteyip, kasadan para almadığınız sürece herhangi bir vergi ödemiyorsunuz. Şirketiniz için yatırım yapmanızla ilgili bir kısıtlama yok. (Tafsilatlı bilgi için bkz: “Arama Motoru”)
Bu imkandan faydalanmak için ise oturduğunuz yerden, internet üzerinden 100 Euro masrafla bir e-vatandaşlık almak yetiyor.
Estonya’ya gitmeden AB ile iş yapabilen bir şirket sahibi oluyorsunuz. Eğer gemileri yakmak isterseniz şirketin verimine göre oturma izinleri için çeşitli imkanlar mevcut.

Estonya gibi Hollanda hatta Brexit öncesi Ankara Anlaşması ile İngiltere’ye göç edenler, şirket süreçlerini tamamlamış veya zaten işi oralarda kurup devam ettirenler. Burada umutsuzluğa kapılıp işi dışında kendini de başka ülkelere taşımasının şöyle bir zararı var; İlk, orta, lise, üniversite bu ülkenin kaynakları ile okullarda okuyan ve iş yapma yeteneğine kavuşan, eğitimli, girişken, kafası çalışan gençler, hayata hazır bir şekilde başka bir ülkeye göç ediyor. Girişimin en sevmediği şey olan belirsizlik ve tutarsızlık işte burada karşımıza çıkıyor. Ekonomi profesörü olmaya gerek kalmadan görülebilecek risk ve hatalar küçük girişimciye nefes alma alanı bırakmıyor.

“Yahu bir SGK prim ötelemesinden nerelere geldin?” diyorsunuzdur ama işte bu belirsizlikler ülkenin sadece 9 ay sonrasını çalmıyor, geleceğini de çalıyor.
Göç uzmanı Prof. İbrahim Sirkeci’nin şu tespiti ile bitireyim:
“Entelektüel olan, sanata dair, eleştiriye dair her şeyi baskılamaya çalışmanın, aşağılamanın ve siyasete tabi kılmanın varacağı nokta, Ege’de ve Akdeniz’deki eski Yunan ve Roma kalıntılarını bombalamaya kadar gidebilir. Çoraklaşmanın tam karşılığı budur. Beethoven, Marx, Balzac, Tolstoy, Çehov, Fazıl Say, Nazım Hikmet, Aziz Nesin devreden çıktığında elinizde sadece Keloğlan kalır.”

]]>
https://daghan.com/sgk-prim-ertelmesi.dgn/feed 0